Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HİDAYET HAKKINDA DÜŞÜNDÜKLERİM

    Kur’an-ı Kerim’de hidayet ve dalalet hakkında çok ayet vardır. 19 kadarını tesbit etmişim. Belki daha fazladır. Bu ayetlerde, hidayetin Allah’dan olduğu, hidayetin artabildiği, Kur’an’ın bir hidayet kaynağı olduğu, Allah’ın hidayete erdirdiğini kimse dalalete atamayacağını, dalalete attığını da kimsenin hidayete erdiremeyeceği, İslam’ın hidayetin ta kendisi olduğu, hidayetin hidayeti arttırdığını, hidayete ermenin insan elinde olmadığı, başka insanların da bir başkasını hidayete erdiremeyeceği, hidayete gelenin kendi lehine, dalalete düşenin de kendi aleyhine düştüğü konuları işlenir. Hidayete ermenin insanın kendi elinde olmadığı hakikatı ile hidayete gelenin kendi lehine, dalalete düşenin de kendi aleyhine düştüğü hakikatı zahirde birbiriyle çelişir gibi gözükse de çelişmez! Burada hidayetin kişinin kesbi ile kazanılmadığı, belki irade platformunda kişinin duruşuna göre Allah’ın nasip etme durumu var! Aşağıda ayrıntılarda bu ince sır açıklanacaktır. Bir ayet ışığın...

ADEM’E SECDE ETME MESELESİ

                    Kur’an-ı   Kerim’de Hz. Adem’in yaratılmasından, meleklerin ve İblis’in (cinlerden olan şeytanın) Adem’e secde etmesinden çok surelerde bahsedilir.                 Secde nedir? Öncelikle bunu anlamaya çalışalım. Secde muhatap karşısında benliği, sıfırlama eylemidir. Muhatabı tazim etme ameliyesidir. Bu manada secde sadece Allah’a yapılır. Çünki insan eşrefi mahlukat olarak yaratıldığından ancak kendinden daha şerefli olana tazimde bulunur ki, O da Allah’dır. Tazim dışında saygı, selam manasında da secde vardır. Ümmeti Muhammed’e izin verilmese de eski ümmetlere izin verilmiş. Hz. Yusuf’un kardeşleri, anne ve babası Mısır’a geldiklerinde saygı ve selam anlamında secde etmişlerdi. Japonlar ve Koreliler, sevdiklerine saygı ve selam manasında rüku’ eder gibi eğilirler. Muhtemelen eski dinlerin bir kalıntı...

SÛR’A ÜFÜRÜLÜŞ

                                                              Önce Sûr’a üfürülüşle ilgili ayet meallerinden birkaçını yazalım:                                      -“Onlar birbiriyle çekişip dururken kendilerini (ansızın) yakalayacak olan (korkunç) bir sesten (sûra birinci üfürülüşten) başkasını beklemiyorlar.” Yâ Sîn-49             -“Ve sûra (ikinci defa) üfürülmüştür de bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp) Rablerine koşuyorlar!” Yâ Sîn-51    ...

NUH TUFANI TÜM DÜNYAYI KAPSADI MI?

              Hûd Sûresi’nin 25. Ayetinden 48. Ayetine kadar Hz. Nûh’dan, gemisinden ve tufandan bahsedilir. Başka sûrelerdeki ayetlerle beraber bu sûredeki ayetlere toplu bakınca Nûh Tufanı’nın tüm dünyada olduğunu anlarız. Şöyle ki:             -Nûh as kavmi içinde 950 sene kalıyor. Hûd-40. Ayette belirtildiği üzerine Hz. Nûh’a pek az kişi iman etmişti. Bir oğlu ile diğer zevcesi bile iman etmemişti. Kavminin arasında bu kadar uzun yıllar kalmasına rağmen Hz. Nûh’a Hz. İbrahim ve Hz. Lût gibi başka insanların bulunduğu beldelere hicret etmesi emredilmemişti. Buradan anlaşılıyor ki insanlık henüz çoğalıp yayılmamıştı. Binaenaleyh Nûh Tufanı’nın başka masum insanların korunması amacıyla yerel olmasını mucip bir sebep gözükmüyor.             -İsrâ Sûresi’nin 3. Ayet meali: “(Ey) Nûh ile beraber (gemide) taşıdığımız k...

ŞİRK NİÇİN İNSANI EBEDİ CEHENNEMLİK EDER?

             Lokman Sûresi’nin 13. Ayetinde Hz. Lokman oğluna şöyle nasihat eder: “Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, gerçekten (pek) büyük bir zulümdür!”             Nisa Sûresi’nin 116. Ayetinde de Allah-ü Teâla şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah, Kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz; bunun dışındaki (günah)ları ise, (Kendi lütfundan) dilediği kimse için affeder. Artık kim Allah’a şirk koşarsa, o takdirde doğrusu (Hak’tan) uzak bir dalalet ile sapmış olur.”             Zulüm nedir? Zulüm, başkasına ait bir hakkı elinden cebren veya hile ile almaktır, Hakkı sahibinden esirgemektir, masuma haksız yere eza vermektir. Hırsızlık, gasp, kişinin hürriyetini elinden almak veya kısıtlamak, bir başkasına hakaret, gıybet, iftira, işkence etmek...birer zulümdür.             Şir...

MİKROBA, BAKTERİYE, VİRÜSE KUR'AN’DA İŞARET VAR MIDIR?

             Sad Suresi’nin 41. Ve 42. Ayetleri üzerinde düşünürsek mikroba, bakteriye, virüse Kur’an-ı Kerim’in işaret ettiğini anlarız. Önce ayetlerin meallerini yazalım:.              41. ayet: “(Ey Resulüm!) Kulumuz Eyyub’u da an! Hani (O), Rabbisine: ‘Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve bir elem dokundurdu!’ diye seslenmişti.”              42. ayet: “(Ona:) ‘Ayağın ile (yere) vur! (İşte) bu yıkanılacak ve içilecek (ve böylelikle şifa bulacağın) bir serin su!’ (dedik.)”              Burada kendisinden şekva edilen şeytan nedir veya kimdir?              Bazı kaynaklarda bu şeytanın bildiğimiz cin taifesinden olan mel’un şeytan olduğu kabul edilerek şöyle mana verilmiş: “...şeytan ...

KUR’AN-I KERİM KONULARI: (A) İLE BAŞLAYANLAR

  KUR’AN-I KERİM KONULARI: (A) İLE BAŞLAYANLAR BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Kur’an-ı Kerim’de Neml Suresi’nin 30. Âyeti içerisinde bir defa âyet olarak geçer. Fatiha Sûresi’nin başındaki besmele, Fatiha Sûresi’nin 1. Âyeti olarak geçer. Bunun dışında Tevbe Sûresi hariç diğer 112 sûrede teberrüken sûre başlarında geçer. Toplam olarak 114 yerde geçmiş oluyor. Halkımız arasında sıklıkla kullanılan “Besmele” kelimesi, Bismillahirrahmanirrahim’in ünvanıdır. “Besmele çek!” demek “Bismillahirrahmanirrahim de!” anlamına gelir. Neml-30/378; Fatiha-1/1 ABBAS EFENDİMİZ HAKKINDA NAZİL OLAN AYET-İ KERİME Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Eğer Allah sizin kalblerinizde bir hayır (iyi niyet, iman, ihlâs istidâdı) bulursa, sizden alınan fidyelerden daha hayırlısını size verir ve günâhlarınızı bağışlar. Çünki Allah, Ğafûr’dur, Rahîm’dir.”(Hz. Abbas, Bedir esirleri arasında bulunuyordu. Kendisine “fidyeni ver, kurtul!” dendi. O da: ‘Param yok!’ dedi. Peyga...