KUR’AN-I KERİM KONULARI: (C) İLE
BAŞLAYANLAR
CAHİLİN TEKİ! BİR DE KALKMIŞ
BİLGİÇLİK TASLAYARAK KARNINDAN KONUŞUYOR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, hiç bir bilgiye, hiç bir rehbere ve hiç bir
aydınlatıcı kitaba dayanmaksızın Allah hakkında (karnından konuşarak) tartışır
durur. İnsanları Allah yolundan saptırmak için kibirle kabarır, sabuk subuk
tartışmasını sürdürür. Ona dünyada rüsvaylığı, Ahirette de can yakıcı azâbı
taddıracağız! Bir de ona şöyle denir: ‘İşte bu, dünyada senin kendi ellerinle
takdim ettiğin günâhların yüzündendir.’ Allah ise kullarına aslâ zulümkâr olmadı
(olmaz)!” Hacc-8,10/332
CAHİLİYE TAASSUBUNU KALBİNE
YERLEŞTİREDUR ALLAH MÜ’MİNLERE SEKİNE İNDİRDİ
Kâfirler, kalblerine câhiliye
taassubunu yerleştirmeleri esnasında Allah da Resûlünün ve mü’minlerin
kalblerine sekine indirmiş ve onlara takvâ sözünü (Kelime-i Şahadeti) yoldaş
etmişti. Zaten onlar, buna çok lâyık, buna ehil idiler. Allah ise her şeyi
hakkıyle bilendir. Fetih-26/513
CAHİLLER GÜRUHU! SİZ NE HADLE BENDEN
ALLAH’DAN BAŞKASINA TAPMAMI İSTİYORSUNUZ?!
Allah-ü Teâlâ, Efendimiz’in sav
diliyle şöyle buyuruyor: “(Habibim Ya Muhammed!) Söyle o câhiller güruhuna: Siz
ne cesaretle Benden Allah’dan başkasına tapmamı istiyorsunuz?” Halbuki
Efendimize de Kendisinden önce gelen Peygamberlere de şöyle vahyedilmiştir:
“Dikkat et! Eğer Allah’a ortak koşarsan, yaptığın bütün ameller boşa gider ve
Sen Ahirette kaybedenlerden olursun!” Zümer- 64,65/464
CAHİLLERDEN YÜZ ÇEVİR!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Sen af ve müsâmaha yolunu tut,iyiliği emret, câhillerden yüz
çevir!” A’râf-199/175
CAN ALMA GÖREVİ ÖLÜM MELEĞİNE,
AZRAİL AS’A VERİLMİŞTİR
Allah-ü Teâlâ, bu Ayet-i
Kerimesi’nde, can alma görevini ölüm meleğine (Azrail as’a) verdiğini açıklıyor.
Secde-11/414
CAN BOĞAZA GELDİĞİNDE ELİNİZDEN NE
GELİR? BAKAR DURURSUNUZ İŞTE!
Can boğaza geldiği sırada can
çekişen kimsenin yanında siz, çaresizlikle ona bakar durursunuz.
Vâkıa-83,84/536
CAN BOĞAZA GELİNCE Mİ AKLIN BAŞINA
GELDİ?
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Hayır,hayır!
Can köprücük kemiklerine dayandığı zaman (can boğaza geldiği zaman) can
çekişenin yanındakiler (den şöyle) denilir (işitilir): ‘bunu kurtaracak, buna
okuyacak, bunu tedavi edecek kimse yok mu?’ Can çekişen ise artık dünyadan
ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.” Kıyamet-26,28/577
CAN ÇEKİŞEN KİMSENİN CANI ÇIKIP
GİDİYOR HAYDİ O CANI GERİ ÇEVİRSENİZE!
Haydi bakalım, eğer Ahirette
cezalandırılmayacak kimselerseniz ve bu iddianızda tutarlı iseniz çıkmakta olan
canı (ruhu) geri çevirsenize! Vâkıa-86,87/536
CAN ÇEKİŞENE ALLAH, SİZDEN DAHA
YAKINDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Halbuki
Biz, o can çekişen kimseye sizden daha yakınız; fakat siz göremezsiniz.”
Vâkıa-85/536
CAN DERDİNE DÜŞEREK RESULÜLLAH’IN
CANINA İHTİMAM GÖSTERMEMEK HARAMDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:“Resûlüllah
sefere çıkarken O’na iştirâk etmemek, kendi can derdine düşerken O’nun canına
ihtimâm göstermemek olacak şey değildir!”(Bunu yapacak bir tek kişi bile
çıkmasın!) Tövbe-120/205
CAN VERİRKEN AH BİR MUTTALİ OLSAN O
İNKARCI ZALİMLERİN HALLERİNE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Allah’a
iftira ile âyetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Kitaptan
(Kaderden mukadderatları) olan nasipleri ne ise, onlara erişecektir. Nihayet
ölüm melekleri gelip canlarını alırken: ‘Hani nerede Allah’dan başka
taptıklarınız?’ dediklerinde: ‘Onlar, bizden uzaklaşıp ortadan kayboldular’
derler. Böylece kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerinde şâhitlik
ederler.” A’râf-37/153
CAN VERİRKEN, MELEKLER ONLARIN
YÜZLERİNE VE SIRTLARINA VURDUKÇA VURURLAR
O Hak dinden geri dönen münâfıklar
var ya, melekler onların yüzlerine ve arkalarına (sırtlarına) vura vura
canlarını alırken halleri nasıl olacak? Bunun da sebebi şudur: Çünki onlar
Allah’ın gazâbına sebep olan şeylerin peşine düştüler, O’nu razı edecek şeyleri
ise hoş görmediler. Bu yüzden Allah da onların bütün amellerini boşa çıkardı.
Muhammed-27,28/508
CAN YAKICI CEZA İLE MÜJDELE ONLARI!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Habibim Ya
Muhammed! (Şu cânileri) can yakıcı azapla müjdele!: 1-Allah’ın âyetlerini inkâr
edenler, 2-Haksız yere (kendi haksızlıklarını bile bile) peygamberleri
öldürenler, 3-Adâleti yerine getirmek isteyenlerin canına kıyanlar. Bu
cânilerin bütün yaptıkları, dünyada da Ahirette de boşa gitmiştir. Kendilerini
bu halden kurtaracak hiçbir yardımcıları da yoktur!” Âl-i İmrân-21,22/51
CANIMI MELEKLER TATLILIKLA ALSINLAR
DERSEN
“Onlar ki (müttekiler), melekler
canlarını tatlılıkla alırlar ve: ‘Selâm size! Yaptığınız sâlih işlerden dolayı
buyurun girin cennete!’ derler.” (Evet, takvâ elbisesini giymeden olmayacak bu
işler! Müttekî olmak lâzım vesselâm!) Nahl-32/269
CANLI OLAN HER ŞEYİ ALLAH SUDAN
YARATMIŞTIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Canlı olan
her şeyi,sudan yaptık (yarattık). Hâlâ inanmayacaklar mı?” Enbiyâ-30/323
CANLI TÜRLERİNİN HER BİRİ BİRER
ÜMMETTİRLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Hem yerde
hareket eden hiçbir canlı, kanatlarıyla uçan hiçbir kuş (türü) yoktur ki, sizin
gibi birer ümmet teşkil etmesin!” Evet, herbir canlı türü, ekolojik dengenin
gereği olarak yeryüzünün olmazsa olmaz varlıklarıdırlar. En’âm-38/131
CANLILAR GÖKLERDE DE VAR MI? EVET, VAR
OLDUĞUNU BU AYET-İ KERİME’DEN ANLIYORUZ
Allah-ü Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Gökleri ve Yer’i yaratması ve o ikisini de debeleyen (canlılar) la doldurması,
O’nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Ve O, dilediği zaman onları
mahşerde toplamaya da kadirdir.” Bu Ayetten açık bir şekilde anlıyoruz ki,
Yer’deki debeleyen canlılar gibi gökler de debeleyen (canlılar) la doludur.
Şûrâ-29/485
CANLILARI ALLAH YERYÜZÜNDE YARATARAK
YAYDI
Allah-ü Teâlâ, her türlü canlıyı
Yer’de yarattı, üretti ve yaydı. Lokman-10/410
CANLILARIN HEPSİ RABLERİNİN HUZURUNA
SEVK EDİLİP TOPLANACAKLARDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Biz o
kitapta (Levh-i Mahfuz’da) hiç bir şeyi ihmâl etmedik. Sonra hepsi (tüm
canlılar), Rablerinin huzuruna sevk edilip toplanacaklardır. En’âm-38/131
CANLILARIN KADERİ TAMAMEN ALLAH’IN
KUDRET ELİNDEDİR
Hûd Sûresi’nin 56. Âyetinde geçen şu
ibâreler, tüm canlıların mukadderâtının Allah’ın (kudret) elinde olduğunu pek
açık bir sûrette beyân eder: “Hiç bir canlı yoktur ki, mukadderâtı, O’nun
(kudret) elinde olmasın!” Hûd-56/227
CARİYE EDİNMEK HELAL KILINMIŞTIR
İslâm ganimet olarak elde edilen
kadınların câriye olarak tutulmasını haram kılmamıştır. (İslâm câriyelik
müessesesini tesis etmemiştir. Bilâkis câriye ve kölelerin alınıp satıldığı bir
ortamda zuhur etmiştir. İslâm, bir günâhtan arınmak isteyene, en evvel bir
câriye veya kölenin özgürlüğüne kavuşturulmasını bir ön şart olarak öne sürmüş,
buna gücü yetmeyenlere de başka çözüm şekilleri önermiştir. Kölelik ve
câriyelik en kuvvetli savaş caydırıcısıdır.) Ahzâb-50/423
CARİYE EVLENDİKTEN SONRA ZİNA
YAPARSA NE GEREKİR?
Câriye evlendikten sonra zina
yaparsa onlara verilecek ceza, hür kadınlara verilecek cezanın yarısıdır. Nisâ-25/81
CARİYE İLE EVLENEBİLİR MİYİZ?
Zina etmekten korkan, eşraftan hür
bir mü’mine ile de fakirliği sebebiyle lâyık olduğu mehri verememesi sonucu
evlenemeyen bir mü’min, efendisinin izni alınarak genç bir câriye ile mehrini
vererek evlenebilir. İslâm’da evlenme sebebinin ilk maddesi, çocuk sahibi olmak
olduğundan âyette “genç bir câriye” ifâdesi kullanılmıştır. Nisâ-25/81
CARİYE İLE EVLENMEK KİMLER İÇİNDİR?
Câriye ile evlenmek, içinizden
günâha girmekten (zina etmekten) korkanlar içindir. Allah, “sabrederseniz sizin
için daha hayırlıdır!” diyor. Nisâ-25/81
CARİYE NİKAHLANIRSA CARİYELİKTEN
ÇIKAR HÜR EŞ OLUR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey
Peygamber! Şüphesiz ki Biz,mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah’ın Sana
ganimet olarak verdiklerinden sahip olduğun câriyeleri...(istersen nikâhlamayı)
Sana helâl kıldık!” Ahzâb-50/423
CARİYELERDEN NİKÂHLANACAKLARDA
ARANAN BAZI HUSUSLAR
Hür kadınla fakirliği sebebiyle
evlenemeyen mü’min erkek, fuhuşta bulunmayan, gizli dost da edinmeyen namuslu
câriyelerden biri ile efendisinin iznini alarak ve mehrini de vererek
evlenebilir. Nisâ-25/81
CARİYELERİNİZİ FUHŞA ZORLAMAYIN!
Alah-ü Teâlâ buyuryor: “Dünya
hayatının geçici metâını elde etmek için, sakın ola câriyelerinizi -hele hele
iffetli olmak isteyenleri- fuhşa zorlamayın!Yani para karşılığında onlara fuhuş
yaptırmayın! Siz onları fuhşa zorlarsınız da Allah o mazlumeleri affeder.
(Fuhuştan gelen günâhlar ise sizin boynunuza dolanır.)” (Evet İslâm, câhiliye
döneminin pek revaçta olan fuhuşhânelerini, kerhânelerini, genelevlerini bir
çırpıda kökünden kazıyıp tarihin çöplüğüne atmıştır.) Nûr-33/353
CASİYE SURESİ
45. Sûredir. Mekke Dönemi’nde nâzil
olmuştur. 37 âyettir. Câsiye-0/498
CAYDIRICI GÜÇ HAZIRLAYIN!
“Savaş atları yetiştirin (Şimdiki
dünyada tank, uçak, füze, elektronik cihazlar, uydu teknolojisinde mutlak
üstünlük vs. sağlayın) ki, bununla düşmanlarınızı, Allah’ın düşmanlarını ve bir
de sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği düşmanları korkutasınız!”
Enfâl-60/183
CEBRAİL AS VE MELEKLER, KADİR
GECESİ’NDE RABLERİNİN İZNİ İLE HER BİR İŞ İÇİN İNERLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Melekler
ve Rûh (Cebrail), o gecede (Kadir Gecesi’nde) Rablerinin izni ile (keyfiyyetini
Allah’ın bildiği) her bir iş için iner(ler).” Kadir-4/598
CEBRAİL AS ÇOK KUVVETLİDİR, YÜCE
ARŞIN SAHİBİ ALLAH’IN NEZDİNDE PEK İTİBARLIDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “O Elçi
(Cebrail) çok kuvvetlidir, Yüce Arş’ın Sahibi Allah’ın nezdinde pek
itibarlıdır. Göklerde O, (melekler tarafından Kendisine) itaat edilen
(meleklerin Peygamberi)dir. Vahiyler O’na emânet edilir (çünki çok güvenilendir).
Tekvîr-20/585; 21/586
CEBRAİL AS`A DÜŞMANLIK HA!
Hangi haddini bilmezin teki ise o, haddini
bilsin ki, Cebrail (as) Emindir! Bütün peygamberlere vahyi, O getirdiği gibi, Senin
(Ya Muhammed!) kalbine de, daha önceki kitapları tasdik eden Kur`an Âyetlerini,
Allah`ın izni ile O, indirmiştir. Bakara-97/14
CEBRAİL AS’I PEYGAMBERİMİZ ASLİ
SURETİNDE İKİNCİ KEZ SİDRET-ÜL MÜNTEHA’DA GÖRDÜ
Peygamberimiz sav, Cebrail as’ı aslî
sûretinde ikinci kez Sidret-ül Müntehâ’da görmüştür. Bu hakikatı “And olsun ki,
O’nu (Cebrail’i aslî sûretinde) diğer bir inişte de (Mi’rac gecesi), Sidret-ül
Müntehâ’nın yanında (iken) gördü” Âyeti açıklamaktadır. Necm-13,14/525
CEBRAİL AS’I PEYGAMBERİMİZ SAV UFUKTA
APAÇIK BİR SURETTE GÖRMÜŞTÜR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “And olsun
ki, arkadaşınız Muhammed, O’nu (Cebrail’i kendi aslî hüviyetiyle) ufukta apaçık
bir sûrette görmüştü.” Tekvîr-23/586
CEBRAİL RUH VE MELEKLER HUZUR-U
İLAHİ’DE SAF SAF OLARAK SIRALANIRLAR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “O gün
(Büyük Buluşma günü) Rûh (Cebrail) ve melekler, (Huzur-u İlâhî’de) saf saf
olarak sıralanırlar. Rahman’nın kendisine izin verdiklerinin dışında hiç kimse
konuşamaz; (konuşan da) yerli yerinde doğruyu söyler! İşte bu, gerçekliği
kesin, Hak olan gündür. Artık dileyen, Rabbine varan bir yol tutar, O’na sığınır.”
Nebe’-38,39/582
CEHENNEM AZABI Kİ HAKKINDA ŞÜPHE
EDİP DURUYORDUNUZ TADINCA ANLADINIZ DEĞİL Mİ?
Dünyada cehennem azâbı hakkında
tereddüt içinde olan ve mücadele eden çok günahkârlara zakkumdan yedirilecek,
cehennemin ortasına getirilecek, başlarından kaynar sular dökülecek ve
kendilerine şöyle denilecek: Tadın bakalım şimdi! Siz dünyada bu gerçeği bir
türlü kabullenemeyen, mütereddit kimselerdiniz. Tadınca anladınız değil mi?
Böyledir! Lâkin burada yapılacak bir şey de yoktur! Duhân-50/497
CEHENNEM AZABI NE ZAMAN BAŞLAYACAK
BİLEMEM! YAKIN MI UZAK MI ONU ALLAH BİLİR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) De ki: Sizin tehdit edildiğiniz (o cehennem azabı), bilmiyorum
yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi belirler? Kesin bilmiyorum!” Cin-25/572
CEHENNEM AZGIN ŞEYTANLAR VE ONLARA
UYAN ŞAŞKIN AZGIN İNSANLAR İÇİNDİR
Şüphesiz cehennem de, o (cinni ve
insi) azgınların hepsinin varacağı yerdir.” Hicr-43/263
CEHENNEM BEKÇİLERİ MELEKLER İLE KAFİRLERİN
KARŞILIKLI KONUŞMALARI
Mizanda kendilerine hüküm
kesinleşmiş olan kâfirler zümer halinde (bölük bölük) cehenneme sürülürler.
Nihayet oraya varıp kapılar açılınca, cehennem bekçileri onlara: “İçinizden
size Rabbinizin Ayetlerini okuyan, sizi bugününüzde başınıza gelecekler
hakkında uyaran peygamberler gelmedi mi?” diye sorarlar. Kafirler de: “Evet,
geldi, fakat kâfirler üzerine azap bir kere kesinleşti, şimdi ne desek boş!”
derler. Kâfirlere: “Cehennem kapılarından orada ebedi kalmak üzere girin
bakalım; Allah’a karşı kibirlenip büyüklük taslayanların kalacakları yer ne fenâ
bir yerdir!” denilir. Zümer-71,72/465
CEHENNEM BOŞ YERE ONLARA KONAK
OLARAK HAZIRLANMADI
Allah buyuruyor: “Onlar ki: 1-Kâfir
olduklarından, 2-Âyetlerimle ve kendilerini uyaran Elçilerimle alay
ettiklerinden, 3-Rablerine kavuşmayı inkâr ettiklerinden,4-Kur’an’a karşı
gözlerini ve kulaklarını kapattıklarından,dinlemeye tahammül edemediklerinden
cehennem onlara (bir konak, bir cezaevi olarak) hazırlanmıştır.”
Kehf-100,106/303
“CEHENNEM DİYE BİR ŞEY YOK!”
DİYENLER, İŞTE KARŞINIZDA, BUYURUN GİRİN ORAYA!
Dünyada iken “cennet de cehennem de
bir hikaye, olan bitenin hepsi bu dünyadadır ”diyenler! İşte va’d olunan
cehennem! (Sizi sabırsızlıkla karşıda bekliyor) İnkâr ettiğinizden dolayı bugün
girin oraya! Yâ Sîn-63,64/443
CEHENNEM EHLİ İLE CENNET EHLİ BİR
OLMAZ, KURTULUŞA ERENLER CENNET EHLİDİR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cehennem
ehli ile cennet ehli bir olmaz! Cennet ehli,kurtuluşa erenlerin tâ
kendileridir.” (Zaten cehennem ehli ile cennet ehli bir olsaydı, imtihana gerek
kalmazdı.) Haşir-20/547
CEHENNEM GÖREVLİLERİNİN TÜMÜ MELEKLERDEN
BAŞKALARI DEĞİLDİRLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:
“Biz,cehennem görevlilerini (Malik ve emrindeki Zebanileri) meleklerden başkası
yapmadık. Onların sayısını da kâfirler için bir imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık!”
Müddessir-31/575
CEHENNEM GÖRÜNDÜ, ZATEN OLACAĞI BUYDU!
SANA KİM DEDİ AZIT DİYE?
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:
“(Cehennemi) gören (görmesi gereken) kişi için cehennem ortaya çıkarılır. Artık
kim azdı ise, dünya hayatını Ahirete tercih etti ise, işte (o ortaya çıkarılan)
cehennem, mutlaka onun varacağı yerdir!” (Hiç kusura bakma, burayı kendi
iradenle kendin tercih ettin!) Nâziât-36,39/583
CEHENNEM KIYAMET GÜNÜ GÖZ ÖNÜNE
GETİRİLDİĞİNDE İNSAN NE YAPTIĞINI HATIRLASA DA
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “O kıyamet
gününde cehennem (göz önüne) getirildiği zaman insan, (ne yaptığını, ne
yapmadığını, yani günâhlarını) hatırlar ama, bu hatırlamanın ona nereden ne
faydası olacak ki!” (Artık her şey geçmiş gitmiş! Pişmanlıklar hiç bir işe yaramaz
o günde!) Fecr-23/593
“CEHENNEM MEHENNEM YOK!” TÜRKÜSÜ
ÇALARDIN, İŞTE CEHENNEM, GİR BAKALIM ORAYA!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Sonra o
(dünyada cehennem mehennem yok!) diyenlere: ‘İşte size yalan saydığınız
cehennem!’ (Girin bakalım oraya!) denilir.” Mutaffifîn-17/587
CEHENNEM O GÜN AZGINLARA GÖSTERİLİR
O gün (Kıyamet Günü) cehennem,
azgınlara açıkça gösterilir. Şuarâ-91/370
CEHENNEM PUSUDA ORADAN KAFİRLERİN
YOLU GÖZETLENİR
Cehennem âdeta pusuya yatmıştır,
oradan kâfirlerin yolu gözetlenir. Nebe’-21/581
CEHENNEM YAKITI
Kâfirler, cehennemde yakıt olarak
kullanılacaktır (odun gibi). Âl-i İmrân-50/10
CEHENNEM YARATIKLARI
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Biz
cehennem için cinlerden ve insanlardan öyle kimseler yarattık ki, onların
kalpleri vardır ama bu kalplerle idrâk etmezler; gözleri vardır ama onlarla
görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler!” A’râf-179/173
“CEHENNEM YOK!” DİYENLERE PEK KÖTÜ BİR
HABER! CEHENNEM VARMIŞ
Ey “cehennem diye bir şey yok” diye
onu yalanlayanlar! İşte kendisini yalanladığınız cehennem, (sizi alevleri ile yalamak
arzusuyla pür iştah) karşınızda beklemektedir! İçine girdikten sonra bir kaynar
suya, bir ona koşuşup duracaksınız! (Yapılacak bir şey yok! Sizin haliniz,
“kendim ettim kendim buldum”misali!) Rahman-43,44/532
CEHENNEM YOLCULARI KİMLER OLA?
Mahşer gününde rezil ve rüsvay olan
puta tapanlar, taptıkarı putlar ve topyekün İblis’in orduları, cehenneme
yüzüstü fırlatılırlar. Şuarâ-94,95/370
CEHENNEM İYİCE ALEVLENDİRİLİP
KIZIŞTIRILACAK
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cehennem
iyice alevlendirilip kızıştırıldığı zaman...İnsan, (hayır ve şer) ne hazırladığını
öğrenecektir!” Tekvîr-12/585
CEHENNEMDE AZAP GÖRENLERİ CENNETTEKİLER
TEMAŞA EDECEKLERDİR
Cennet Ehli, birbiriyle sohbet
ederken,biri dünyadaki inançsız yakın arkadaşından bahsediyordu. Bir ara
yanındakilere: “Siz onun halinden haberdar mısınız?” derken, bir de baktı ki, onu
cehennemin ortasında gördü. Sâffât-54,55/447
“CEHENNEMDE DAYANABİLECEĞİN KADAR
GÜNAH İŞLE!” DİYENE KANMA DAYANAMAZSIN!
Eğer sabredip dayanabilirlerse
onların kalacakları yer zaten ateştir. Rablerini râzı etmek için tekrar dünyaya
döndürülmek isterlerse onlara bu imkân verilmez! (Ey insanlık noktasından
kardeşim! Gel kendine yazık etme! Dönüşü olmayan bir yoldayız, rotayı ateşe
değil, gülistana çevirelim!) Fussılet-24/478
CEHENNEMDE GÖRÜŞÜRSÜNÜZ!
Şüphe yok ki Allah, münâfıkları ve
kâfirleri cehennemde biraraya toplayacaktır. Orada görüşürsünüz de bu, ne kötü
bir görüşme olacaktır! Nisâ-140/99
CEHENNEMDE İŞKENCELERLE AZAP İÇİNDE
KIVRANMAK İSTEYENLER NE YAPMALILAR?
Ey cehennemde azap içerisinde kıvranmak
isteyenler! Sizin orada hazır bulunmanız için herhangi bir şey yapmanız
gerekmez, sadece Allah’ın Ayetlerini ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmeniz
yeterlidir! Rûm-16/405
CEHENNEM DE ÜÇ KOLA ÜÇ ŞU’BEYE
AYRILMIŞ GÖLGE VAR AMA GÖLGELENDİRMEZ!
Allah-ü Teâlâ, cehennem azâbını
yalanlayan kefere ve fecereye: “Haydi üç kola,üç şu’beye ayrılmış o
yalanlamakta olduğunuz gölgeye (cehennemin dumanına) gidin bakalım! (Gidin ama)
o, sizi alevden korumaz ve gölgelendirmez!” buyurur. Mürselât-30,31/580
CEHENNEMDEKİ AĞIZ DALAŞI: “MERHABA
YOK SİZE!” ÖTEKİLER: “ASIL SİZE YOK MERHABA!”
Azgınların elebaşlarına: “İşte size
körü körüne tabi olan güruh! Onlar da sizlerle beraber cehenneme girecekler!”
denildiğinde, Elebaşıları: “Merhaba yok onlara, rahat yüzü görmesin onlar!
Çünki onlar (bizim yüzümüzden değil, belki) kendileri hak ettiği için cehenneme
gireceklerdir.” derler. O elebaşlara uyanlar ise: “Hayır! Asıl size yok
merhaba! Asıl siz rahat yüzü görmeyin! Bu azâbı başımıza saran sizsiniz, o ne
kötü yerdir. Rabbimiz! Bunu bizim başımıza kim sarmışsa, Sen onun azâbını kat
kat artır.” derler. Sâd-59,61/455
CEHENNEMDEKİLER CENNETTEKİLERE YALVARIRLAR
YALVARADURUN BAKALIM!
Ateş ehli cehennemdekiler, cennet
ehline yalvarırlar da: “Ne olur, lütfen suyunuzdan, Allah’ın size nasip ettiği
nimetlerden biraz da bize gönderin!” diye seslenirler. Ehl-i cennet de: “Allah,
bunları kâfirlere haram kılmıştır, bunlar kâfirlere yasaktır” diye cevap
verirler. A’râf-50/155
CEHENNEMDEN BİR MANZARAY-I DEHŞETANE
Dünyanın azgın heriflerinin
gidecekleri yer, istemese de cehennemdir. Orada onlara gayet kötü bir yatak
serilir. Azâbı iliklerine kadar tadarlar. Kaynar su ve irin içirilir. Bundan
başka da nice nice azaplar vardır (ki, saymak gerekir). Sâd-56,58/455
CEHENNEMDEN FİRAR İÇİN ÇOK
UĞRAŞACAKLAR AMA ORAYA HEP GERİ İTİLECEKLER ÇARE YOK!
Dünyada fısk-ı fücûr ile
yaşayanların otağı, cehennem ateşi olacaktır. Oradan firar etmek için çok
uğraşacaklar, lâkin her seferinde gerisin geri cehenneme itilecekler. Onlara:
“Tadın bakalım şu ateşin azabını! Siz ki, bu azâbı yalanlıyordunuz” denilecek.
Ey Fâsıklar! Duydunuz değil mi? Secde-20/415
CEHENNEMDEN UZAKLAŞTIRILMIŞ OLAN
TALİHLİLER
Şüphesiz ki Allah tarafından
kendilerine ebedi mutluluk takdir edilmiş olan talihliler
(mü’minler),cehennemden uzak tutulacaklardır. Onlar, cehennemin (çok uzaklardan
işitilen o korkunç) hışıltısını bile işitmeyeceklerdir. Enbiyâ-101/329 ;
102/330
CEHENNEME ATILMAK MI İYİDİR, YOKSA
EMİN BİR ŞEKİLDE CENNETE KAVUŞMAK MI?
Allah-ü Teâlâ, mülhidlerin (Haktan
sapan ve saptırmaya çalışanların) ne yaptıklarını bilip durduğunu, zamanı
gelince onları cehennemine atacağını; itaat edip salih ameller işleyenlerin de
tam bir güven içinde Büyük Duruşma’ya geleceklerini ve oradan da emin bir
şekilde cennetine gideceklerini beyan ederek soruyor: “Şimdi söyleyin bakalım
hangisi iyidir?” Fussılet-40/480
CEHENNEME ATIN HER BİR KAFİRİ, İNATÇIYI,
HAYRA MANİ OLANI, ZALİMİ, ŞÜPHECİYİ!
Allah-ü Teâlâ, Yüce Divan’a bir
muhafız ve iki melekle beraber gelen yamuk herifler için görevlilere şöyle der:
“Atın cehenneme! Her bir kâfiri, inatçıyı, hayra mani olanı, zalimi, şüpheciyi!
O ki, Allah ile beraber başka bir ilâh edinmiştir, bu yüzden atın onu şiddetli
azâbın içine!” Kâf- 24,25,26/518
CEHENNEME DAVET EDEN KİM, CENNETE
DAVET EDEN KİM?
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Müşrikler
sizi cehenneme da’vet ediyor; Allah ise sizi cennete ve mağfirete (affa vesile
olacak amellere), Kendi izniyle dâvet ediyor! Bakara-221/34
CEHENNEME DÜŞENLERLE RABB-İ
ZÜLCELAL’İN MUHAVERESİ
Allah-ü Teâlâ, cehenneme düşenlere
şöyle buyurur: “Âyetlerim size okunurdu da siz onları yalan sayardınız değil
mi?” Onlar şöyle cevap verirler: “Ey Rabbimiz! Azgınlığımız bize gâlip geldi de
yoldan sapanlar olduk. Fakat Sen Kerimsin! Ne olur kurtar bizi bu ateşten! Eğer
bir daha o kötülükleri yaparsak, o günâhları işlersek; işte o zaman kendimize
iyice yazık eder, zalimin teki oluruz!” Allah-ü Teâlâ: “Kesin sesinizi, yıkılıp
gidin, daha Bana bir şey söylemeyin!” buyurur ve devamla: “Kullarımdan bir
kısmı: ‘İman ettik Ya Rabbena! Artık bizi bağışla, bize merhamet buyur; Sen
merhametlilerin en merhametlisisin!’ dediklerinde, onları alaya alan sizler
değil miydiniz? Sonunda bu hâliniz, bu gafletiniz, Beni anmayı, Beni
gönlünüzden geçirmeyi size unutturdu da onlarla eğlenip durdunuz. Sizin
alaylarınıza sabretmelerine karşılık işte bugün Ben de onları mükâfatlandırdım.
Gerçekten kurtuluşa erenler, umduklarına kavuşanlar onlar oldular!” der.
Mü’minûn-105,111/348
CEHENNEME GİREN HER ÜMMET YOLDAŞINA
LÂNET EDER
Allah-ü Teâlâ: “Girin bakalım önce
giren cin ve insan topluluklarıyla beraber ateşe!” buyurur o zalimlere. Her
ümmet oraya (cehenneme) girdikçe, yoldaşına lânet eder. A’râf-38/154
CEHENNEME GİRME SIRASINDA DAHA MÜSTAHAK
OLANLARA ÖNCELİK TANINIR
Allah-ü Teâlâ, ferman ediyor: “Biz
her topluluktan Rahman’a en çok isyân eden hangileri ise, elbette çok iyi
bildiğimizden, onları çekip çıkaracağız. Sonra da cehenneme girmek için daha
müstehak olan bunlara öncelik tanıyacağız.” Meryem-69,70/309
CEHENNEME GİTMEK İSTEYEN VARSA BURAYI
OKUSUN YETER!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Kim ki,
cimrilik eder (Allah yolunda vermezse), kendini (Allah’ın sevabına) muhtaç
görmezse ve o en güzel olanı (Kelime-i Tevhid’i) yalanlarsa, Biz de onu en zor
olana (cehenneme) muvaffak kılarız!” Leyl-8,10/595
CEHENNEME HERKES GİRECEK, MÜ’MİNLER
ETKİLENMEDEN ÇIKIP KURTULACAKLAR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cehenneme
uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.
Sonra müttekilere cehennem, selâmet olup, onlar kurtularak çıkıp cennetlerine
gidecekler, zalimler ise, orada diz üstü çökmüş vaziyette kalakalacaklar!”
(Peygamber Efendimiz imdâdımıza yetişti de dedi ki: ‘Herkes cehenneme girer, fakat
ateş nasıl İbrahim as’ı yakmayıp serin ve selâmet olduysa cehennem ateşi de
Mü’minleri o şekilde yakmaz, serin ve selâmet olur!’) Meryem-71,72/309
CEHENNEME NE ZAMAN YENİ BİR TOPLULUK
ATILSA ORANIN BEKÇİLERİ ONLARA NE DERLER?
Cehenneme ne vakit bir kafile
atılsa, cehennemin bekçileri olan (melekler) onlara: “Size bu azâbı haber veren
bir korkutucu, bir uyarıcı gelmedi mi?” diye sorarlar. O kafiledekiler de:
“Evet, bizi uyaran, bizi korkutan biri oldu, fakat biz O’nu yalancı saydık ve
‘Allah, hiçbir şey indirmedi; siz besbelli bir sapıklık içerisindesiniz!’ dedik
(demez olaydık!). Eğer biz, söylenene değer verip işiten veya aklını çalıştıran
birileri olsaydık, şimdi bu alevli ateş ashabı içinde bulunmazdık!” derler. Mülk-8,10/561
CEHENNEME ODUN OLMAKTAN BAHSETTİLER
CİNLER
Cinler, kendi aralarında muhaverede
bulunurlarken şöyle dediler: “Hak yoldan sapanlara gelince, artık onlar, cehenneme
odun oldular.” (Yani cehennem ateşinde çıra gibi yanacaklar!) “Ateş, ateşten
yaratılanı yakarak azap verir mi?”demeyin,verir mi, verir! Nasıl ki, kazmanın
sapı odundandır. Odun da insan gibi topraktandır. Sırtına kazma sapı yiyene bir
sor bakalım: ‘Acıttı mı, acıtmadı mı?’ Mesele hallolmuştur.) Cin-15/572
CEHENNEME ÖNCE GİRENLER SONRA
GİRENLERE NE DERLER?
Cehenneme önce girenler, sonra
girenlere: “Boşuna şikâyette bulunmayın, gördünüz ya,sizin bize karşı bir
ayrıcalığınız olmadı. Öyle ise kazanageldiğiniz günâhlar yüzünden tadın
azabınızı!” derler. A’râf-39/154
CEHENNEME SEVK OLUNMAK ÜZERE TÜM ALLAH
DÜŞMANLARI TUTUKLANACAKLAR
Günü gelecek, ne kadar Allah düşmanı
varsa cehenneme sevk olunmak üzere tutuklanacaklar. Fussılet-19/477
CEHENNEME SONRA GİRENLER ÖNCE
GİRENLERE NE DERLER?
Nihayet (cehennemliklerin) hepsi,
birbiri ardınca cehenneme girip biraraya gelince sonrakiler, önce girenleri
göstererek: “Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizi saptırdılar, onun için onlara iki
kat ateş azabı çektir” derler. Allah-ü Teâlâ da: “Her birinize kat kat azap
vardır, fakat siz (kimin ne azap çekeceğini) bilmezsiniz” buyurur. A’râf-38/154
CEHENNEME “DOLDUN MU?” DER ALLAH, O
DA “DAHA YOK MU GERİSİ?” DİYE CEVAP VERİR
Allah-ü Teâla, cinnî ve insî
şeytanları, zalimleri, fâsıkları, mücrimleri, her bir cehennem müstehaklarını
cehenneme tıktıktan sonra ona şöyle seslenir: “Doldun mu?” Cehennemin cevabı
ise şöyle olur: “Yok mu daha gerisi? (Hel min mezîd?)” Kâf-30/518
CEHENNEMİ CİN VE İNSANLARLA DOLDURACAĞIM
DA BOŞ YER KALMAYACAK!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “ Cehennemi
(iradesini bâtıl istikametinde kullanan mücrim) cin ve insanlardan (müstehak
olanlarla) dolduracağım (da boş yer kalmayacak)! Secde-13/415
CEHENNEMİ MÜJDELE O KAFİRLERE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey Habibim
Muhammed! O keferelere de ki: Mağlup olacaksınız, mahşerde toplanacaksınız ve
cehenneme sürüleceksiniz! Orası ne kötü bir yataktır!” Âl-i İmrân-12/50
CEHENNEMİ SİZİN HEPİNİZLE
DOLDURACAĞIM!
Allah-ü Teâlâ buyurdu: “İblis, yerilmiş
ve kovulmuş olarak oradan (cennetten) çık! Onlardan (insanlardan da) kim sana
uyarsa, cehennemi sizin hepinizle dolduracağım!” A’râf-18/151
CEHENNEMİN EN ALT KATINDA OLANLAR DA
KİMLER OLA?
Allah-ü Teâlâ, münâfıkların
kâfirlerin de altında cehennemde dip yaptıklarını, bu Âyet-i Celîlesi’nde
ta’lim buyuruyor: “Muhakkak ki münâfıklar, cehennemin en alt katındadırlar. Onları,
oradan kurtaracak bir yardımcı da bulamazsın! Nisâ-145/100
CEHENNEMİN ORTASINDA GÖRDÜĞÜ DÜNYA
ARKADAŞI HAKKINDA NELER SÖYLEDİ BİZİMKİ?
Ehl-i cennetten olan biri, diğer
ehl-i cennet ile sohbet ederken dünyadaki akadaşından bahsettikleri anda bir de
ne görsün, o dünya arkadaşı, cehennemin ortasında azap çekiyor. Ona şunları
söyledi: “Allah’a yemin olsun ki, neredeyse beni de düştüğün o helâkete
sürükleyecektin! Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı şu anda ben de orada hazır
bulundurulmuşlardan olacaktım!” Sonra sohbet ettiği arkadaşlarına dönerek:
“Peki nasılmış, biz dünyadaki ölümümüzden sonra bir daha ölmeyecek ve o azap
bize hiç ulaşmayacak değil miymiş? Doğrusu bu, gerçekten büyük kurtuluşun tâ
kendisidir. Çalışanlar asıl böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!”dedi.
Sâffât-56,61/447
CEHENNEMİN YEDİ KAPISI TABAKASI
VARDIR
“Oranın (Cehennemin birbirinden
aşağı yedi tabaka için, ayrı ayrı) yedi kapısı vardır ve her bir kapıdan
kimlerin gireceği belirlenmiştir.” Hicr-44/263
CEHENNEMLİKLER BEKÇİLERİ MALİK’E “EY
MALİK! RABBİNE DUA ET DE BİZİ ÖLDÜRSÜN!” DERLER
Cehennemde ebedî azaba dûçar olanlar
ve artık çıkmaktan da ümidini kesenler, cehennem bekçisi Mâlik’e: “Ya Mâlik! Ne
olur Rabbine dua et de bizi öldürsün, bizi yok etsin de şu azaptan kurtulalım!”
diye seslenirler. Hz.Mâlik ise onlara: “Yooo, ölüp kurtulmak yok! Ebedî
kalacaksınız burada!” der. Zuhruf-77/494
“CEHENNEMMİŞ, ATEŞMİŞ, YOK ÖYLE ŞEY!”
DİYENLERE “ALIN SİZE ATEŞ!” DENECEKTİR
“Cehennemmiş, ateşmiş, yok öyle
şey!” diyenler, kıyamet gününde cehennemin önüne getirilecekler ve “alın size
‘yok!’ diye yalanladığınız ateş işte bu!” denecek ve içine tıkılacaklardır.
Tûr-14/522
CELAL, AZAMET VE KAHIR SAHİBİDİR
ALLAH
Bu Âyet-i Azîme, Allah-ü Teâlâ’nın
Celal (Azamet ve Kahır) sahibi olduğuna delildir. (Bu âyet olmasa bile Kâinat,
buna delildir.) Rahman-78/533
CEMALÜLLAH’A KAVUŞABİLECEĞİMİZ BU
AYETTE TASRİH EDİLİYOR
Bu âyetteki “Rablerinin Cemâlini
müşâhede etmeyi umarak sabah akşam (günün tamamı) O’na yalvaranlarla beraber
olmakta sabret!” âyetinden sabırla ve şuurla her an kendisini görüp gözetleyen
Rabbinin rızâsına kilitlenenlerin Cemâlüllah ile müşerref olacağını anlıyoruz.
Kehf-28/296
CEMALÜLLAH’A MAZHARİYETİ MÜJDELEYEN
AYET-İ CELİLE
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İman edip
güzel amel işleyenlere daha güzel karşılık olarak “cennet”, bir de ziyâde:
“Cemâlüllah’a mazhariyet (Allah’ın güzel yüzünü görmek)” vardır! Ve onların
yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir zillet! İşte onlar, orada (cennette)
ebedî kalacaklardır.” Yûnus-26/211
CENAZE İÇİN SALA VERİLİRKEN OKUNAN
AYET
Şu Âyet, vuku’bulan bir mevtâ’yı
mahalleliye duyurmak için minarelerden salâ içerisinde okunur: “Muhakkak ki
biz, Allah’a aidiz ve vakti geldiğinde elbette O’na döneceğiz!” Bakara-156/23
CENAZE NAMAZLARINI KILMA O
MÜNAFIKLARIN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “ (Habibim
Ya Muhammed!) Onlardan (münâfıklardan) ölen hiçbir kimsenin cenaze namazını
aslâ kılma! Kabri başında dua etmek üzere durma! Çünki onlar, Allah ve
Resûlü’nü inkâr edip fâsık olarak öldüler.” Tövbe-84/199
CENAZE VUKUUNDA SALA VERİLİRKEN
MÜEZZİNLERİN OKUDUĞU AYET
Bir mü’minin öldüğünü duyurma adına
müezzinler minarelerden “Salâ” verirlerken mutlaka okudukları: “Her nefis ölümü
tadacaktır; sonra Bizim huzurumuza döndürüleceksiniz!” Ayeti, burada geçiyor. Ankebût-57/402
CENNET ALLAH’INDIR
Allah-ü Teâlâ, bu Âyet-i
Kerimesi’nde: “Cennetime gir!” demesi, cennetin dahi Allah’a ait olduğunu ve
istediğine vereceğini isbat eder. (Zaten hangi şey, başkasının ki!) Fecr-30/593
CENNET BAHÇELERİNDE AĞIRLANIP NEŞELENMEK
İSTEYENLER NE YAPMALILAR?
Kıyamet günü cennet bahçelerinde
ağırlanıp neşelenecek olanlar, dünyada iken iman edip salih ameller işleyenler
olacaklardır. (İllâ ki iman ve salih amel, illâ ki iman ve salih amel!) Rûm-15/404
CENNET EHLİ BUGÜN AHİRET GÜNÜ ZEVK
VE EĞLENCE İÇERİSİNDEDİRLER
Cennet Ehli’ne Ahiret gününde pek
güzel bir safâ meşguliyeti ihsan edileceğinden onlar, zevk ve eğlence
içerisindedirler: Onlar, hanımlarıyla beraber gölgeliklerde tahtlarına kurulurlar,
kendilerine (çeşit çeşit) meyveler ve ne istiyorlarsa onlar için orada hepsi
vardır. Ve en önemlisi, çok merhametli Rab’den onlara hitaben bir de “Selâm!”
vardır. Yâ Sîn-55,58/443
CENNET EHLİ İLE CEHENNEM EHLİ ORADA
BİRBİRLERİYLE KONUŞABİLECEKLER Mİ?
Evet, hem de herhangi bir vasıta
olmaksızın konuşacaklar! Cennet ehlinden birisi, cennetteki arkadaşlarıyla
sohbet ederken bir ara konu dünyadaki Ahireti inkâr eden arkadaşına geldi. O
sırada da ona, o dünya arkadaşının cehennemin ortasında azap gördüğü
gösterildi. Cennetlik, cehennemdeki arkadaşı ile konuşarak ona şöyle dedi:
“Vallahi, sen neredeyse beni de kendin gibi cehennemliklerden edecektin! Eğer
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de orada hazır bulundurulmuşlardan olacaktım!”
Bu diyalogdan anlıyoruz ki zaman zaman cennettekiler ile cehennemdekiler,
birbirleriyle perdesiz olarak konuşacaklar. Bu konuşmalar neticesinde
cennetliklerin içinde bulundukları nimetin kadri kat kat artacak;
cehennemdekilerin azabı da katmerleşecek! Her şey zıddının karşısında daha belirgin
hâle gelir. Sâffât-55,57/447
CENNET EHLİ MÜTTEKİLER! SİZ BUYURUN
CENNETTE GÖLGELİKLERE VE PINAR BAŞLARINA!
Haklarında karar verilen o Hüküm
Günü’nde cennet ehli müttekilere şöyle denilir: “Siz ey müttekiler! Dünyada
işlediğiniz salih ameller sebebiyle sizler için hazırlanmış olan cennetteki
gölgeliklerde ve pınar başlarında olmak üzere buyurun! Hem canlarınızın çektiği
meyvelerden afiyetle yiyin, için, keyfinize bakın! İşte Biz, iyilik edenleri
böyle mükâfatlandırırız. Hakkı yalan sayanların o gün, vay haline!” Mürselât-41,45/580
CENNET EHLİ CEHENNEM EHLİNE
SESLENİRLER
Nihayet cennet ehli, cehennem
ehline: “Biz, Rabbimizin bize vaad ettiği şeylerin gerçek olduğunu gördük; siz
de Rabbinizin size vaad ettiklerinin gerçekleştiğini gördünüz mü?” deyince
onlar: “Evet!” diye cevap verirler. Derken bir görevli aralarında: “Allah’ın
laneti o zâlimlere olsun!” diye nidâ eder. A’râf-44,45/155
CENNET EHLİ KARŞILIKLI TAHTLARA
KURULMUŞ SOHBET EDİYORLAR KULAK VERELİM!
Cennet ehli tahtlarına kurulmuş vaziyette
birbiriyle sohbete dalarlar. Biri yekdiğerine der ki: “Sahi (dünyada) benim de
bir yakın arkadaşım vardı. Bana iğneli iğneli konuşarak: ‘Sen de mi öldükten
sonra dirilmeyi tasdik edenlerdensin?’ derdi. Ve bana: ‘Yani biz, öleceğiz, çürüyeceğiz,
toz toprak olacağız; sonrasında biz mi dirilip hesap vereceğiz ve
cezalandırılacağız? Bu masala inanılır mı?’ derdi.” Sâffât-50,51/446; 52,53/447
CENNET HATUNLARI
Cennet ehline cennette tertemiz
hatunlar verilecektir. Bakara-25/4
CENNET HAYATINDAN BAZI SAHNELER İYİ
DİNLEYİN ORAYA SİZ DE ADAYSINIZ!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Dünyada
farzları yerine getirme, haramlardan kaçınma hususunda) sabrettiklerinden
dolayı o has kulların: 1- Gidecekleri yer, cennettir; 2- Giyecekleri ipektir;
3-Orada (cennette) onlara üzerine kurulacakları koltuklar verilecektir;
4-Onları bir güneş sıcağı ve bir zemherir soğuğu rahatsız etmez; 5-Cennet
ağaçlarının koyu gölgeleri altındadırlar; 6-Cennet ağaçlarının meyveleri
kolayca koparabilecekleri şekilde kendilerine iyice sarkıtılmıştır;
7-Etraflarında hizmetçiler,gümüş kaplar,billûr kâseler,gümüşî parlaklıkta
billûr bardaklarla dolaşırlar ve onlara ikram ederler. Onlar, içecekleri
miktarı kendi iştahları ölçüsünce tayin ederler; 8-Onlara, karışımında zencebil
olan (cennet şarabı dolu) bir kadehden de ikram edilir; 9-Onlara orada adı
‘Selsebil’ olan bir pınardan da (kana kana) içirilir; 10-Cennette onların
etrafında, dünyada öldüğü yaşta ebedîliğe erdirilmiş sevilesi çocuklar ve genç
(çocuk) hizmetçiler dolaştırılır ki, onları gördüğün zaman, kendilerini
parlaklıklarından dolayı etrafa saçılmış inciler sanırsın; 11-Hangi tarafa
baksan, tarifi imkânsız bir nimet, servet, ihtişam ve büyük bir saltanat
görürsün; 12-Cennet ehlinin elbiseleri, ince ve kalın yeşil renkli ipeklerden
ve atlaslardandır; 13-Cennettekiler gümüş bilezikler takınırlar; 14-Onların
Rabbi, cennette kendilerine temiz bir içecek ikram edip şöyle der: “İşte bu
nimetler, sizin için bir mükâfattır ve çalışmanız karşılığını bulmuştur!”
İnsan-12,22/578
CENNET İSTENEBİLİR
Hz.İbrahim as, Naîm Cenneti’nin
vârislerinden olmasını Yüce Allah’dan niyâz etmiş. Binaenaleyh her bir kişi, Allah’dan
cennet isteyebilir, bu yönde duâ edebilir, bunda yanlışlık yok. Ancak cennete
gitmek için ibâdet edilmez. Öyle olsa yanlış olur. Zira ibâdet sırf Allah için
yapılır.Allah’ın rızası dışında ibâdet içerisine en küçük bir başka amaç
katmak, o ibâdetin iptaline sebeptir. Şuarâ-85/370
“CENNET İSTERİM, HEM ÖYLE OLSUN Kİ,
YOK YOK OLSUN!” DİYORSAN İYİ DİNLE!
Tamam! Allah böyle cennetleri va’d
etmiş ama bir bedeli var elbette, bedâva değil! Şöyle bildirmiş:1-Günâhlarından
tövbe edeceksin, bir daha günâha girmeyi ateşe girer gibi göreceksin! 2-İmanını
yenileyeceksin, tahkim ve tahkike erdireceksin. İman, o raddeye gelmeli ki, seni
günâhlardan alıkoymalı! 3-Sâlih ameller (Allah’ın hoşuna giden ameller)
işleyeceksin! 4-Başta namaz olmak üzere farz ne varsa onları yerine
getireceksin! 5-O zaman sana Adn cennetleri var ki orada işte yok yok, içinde
ebedî kalmak üzere ne arzu edersen hazır bulacaksın! 6-Artısı da var: Orada boş
ve anlamsız söz işitmezsin, sadece “Selâm!” işitirsin! 7-Orada sana sabah akşam
mükellef sofralar kurulur. 8-Bu cennetlere Allah’ın takvâ sahibi kulları
vâristirler, sen de onlardan biri ol! (Takva sâhibi, farzları yerine getiren, büyük
günâhlardan kaçınandır.) Meryem-60,63/308
CENNET KİME HARAM KILINMIŞTIR?
Kim Allah’a şirk koşar (da tövbe
etmeden ölür)se Allah, ona cenneti haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir. Zalimler
için hiçbir yardımcı da yoktur. Mâide-72/119
CENNET KİMLER İÇİN HAZIRLANMIŞTIR?
Ahirette hesap kitap işi bittikten
sonra Cennet, takvâ sahiplerine yaklaştırılır ve onlara şöyle denir: “İşte size
va’d edilen mükâfat Cennet budur! Allah’a çokça yönelen, tövbe eden, O’nun emir
ve yasaklarını gözeten, görmediği halde Rahman’dan korkan, O’na saygılı olan,
Allah’a kilitlenmiş bir kalb ile gelen herkes içindir! Oraya, haydi selâmetle
girin, bugün artık ebedîlik günüdür!” Orada cennetliklere istedikleri her şey
verilir. Nezdimizde bundan fazlası (Cemal-üllah=Allah’ı görme şerefi) de
vardır!” Kâf-31,35/518
CENNET KİMLERİN OLACAK?
Allah-ü Teâlâ müjdeliyor: “İman edip
yararlı işler yapanlara ne mutlu! Eninde sonunda dönüp varılacak güzel yurt
(cennet) onların olacak!” Ra’d-29/252
CENNET MEYVELERİ DÜNYADAKİLERE
BENZİYOR
Cennettekilere, ne zaman ki, cennet
meyvelerinden ikram edilse şöyle derler: “Bu, daha önce dünyada yediğimiz şey!”
Bakara-25/4
CENNET NEYE BENZETİLMİŞTİR?
“Cennet, içinden ırmaklar akan
bahçelere benzetilmiştir ki meyveleri ve gölgeleri de devamlıdır. Ve bu cennet,
takvâ sahiplerine va’d olunmuştur.” Ra’d-35/253
CENNET NİMETLERİ MÜTTEKİLER İÇİNDİR
GEL! SEN DE MUTTEKİ OL, SEN DE GİR, SEN DE YAŞA!
Güzelliği ve tadı kelimelerle ifade
edilemeyecek, hem de sonsuza değin olan cennetlere girmek isteyenler, bu satırları
itina ile okusunlar! Allah-ü Teâlâ müjde fermanıyla buyuruyor ki: 1-“Muttekîler
(farzları yapıp, haramlardan kaçınanlar) kesin olarak cennetlerde ve nimetler
içindedirler. 2-Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk içinde keyf
çatmaktadırlar. 3-Hem Rableri, onları cehennem azabından korumuştur. (Herkes
gibi cehennemin içinden geçerken onları cehennem ateşine maruz bırakmamıştır.)
4- Kendilerine: “dünyada yapmış olduğunuz güzel amellerden ötürü şimdi burada
yiyin, için, afiyetler olsun!” denilir. 5-Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara
yaslanırlar (da ‘gel keyfim gel!’ derler.) 6-Hem onları iri, güzel gözlü
Hûrîlerle evlendirmişizdir. 7-İman etmiş kişiler olarak bu cennete girenlere, kendileri
gibi iman etmiş ve izlerinden gitmiş olan zürriyyetlerini (nesillerini) dahi
katar cennette beraber kılarız. 8-Onlara canlarının çekeceği her meyve ve etten
bol bol vermişizdir. 9-Onlar orada içecek kadehleri kapış içerisindedirler ki,
içtikleri bu (şerbetlerden dolayı) saçma sapan konuşmazlar ve günaha girmezler
(sarhoş olmazlar.) 10-Kendilerine genç hizmetçiler tahsis edilir de onların
etrafında (fır fır) dolaşırlar. O genç hizmetçiler, sanki sadeflerinde saklı
inciler gibi tertemizdirler. 11-Hem onlar, birbirleriyle karşılıklı oturarak
hasbihal ederler ve şöyle derler: “Gerçekten biz, daha önce (dünyada) ailemizle
beraberken sonumuzdan endişe ederdik de (Allah’dan) korkan kimselerdik. Allah
bize lütfetti de bizi o kavuran ateşten korudu! Çünki biz daha önce (dünyada)
duâ ve ibâdet eder, bizi ateşten koruması için O’na yalvarırdık. Şüphesiz ki
Allah, Berr (çok lütufta bulunan), Rahîm (çok merhamet eden) dir.” (Şimdi ey bu
satırları okuyan kardeşim! Çok sevdiği için seni yaratan, yaşatan ve böyle bir
cennet va’deden Rabbimize karşı farzları yerine getirip haramlardan kaçınmak
zor bir şey midir? Hem farz ve haram diye bir şey olmasa bile, insanlık icabı
fıtraten farz ve haram varmış gibi yaşamamız icap etmez mi? Öyleyse gel
beraberce muttekî olalım da sevsin Allah bizi! Ondan sonra ver elini muradımıza
ermek! Çünki Allah sevdi mi hepsi tıkır tıkır olur.) Tûr-17,28/523
CENNET NİMETLERİNİN NİCELERİ DÜNYADA
BİLDİRİLMEDİ SÜRPRİZ OLSUN DİYE!
Allah-ü Teâlâ, cennette göz
aydınlığı olacak nimetlerinin bir kısmını saklayarak, bize bu dünyada
göstermemiş, duyurmamış ve bildirmemiştir. Tâ ki oraya gidebilenlere sürpriz
yapıp sevindirsin! Secde-17/415
CENNET RIZAY-I İLAHİ İLE CEHENNEM İSE
AYN-I AMEL İLE ELDE EDİLİR
Ebedî cennetler, sizin de
Ehl-i Kitab’ın da (amellerine bel bağladıkları) temennîleri ile elde edilmez.
Cennetler,Rızay-ı İlâhî ile elde edilir. “Kim bir kötülük işerse onunla
cezalandırılır”,yani cehenneme gider. Nisâ-123/97
CENNET SADECE BİZE AİT DİYORLAR
İsrailoğullarının bir iddiası da
şudur: “Allah, Cennetini insanlar arasında sadece bize tahsis etti!” Biz de
deriz: “Madem öyle, bir an önce cennetinize kavuşmak için ne duruyorsunuz?
Hemen ölümü davet edin de o cennete kavuşun!” Ama nerde? Bilâkis dünya hayatına
demir atmışlar gibi hiç ölmek istemiyorlar. Bakara-94/14
CENNET TAKVA SAHİPLERİNE
YAKLAŞTIRILIR
Ogün (Kıyamet Günü) cennet, takvâ
sahiplerine yaklaştırılır. Şuarâ-90/370
CENNET TEMENNİLERLE ELDE EDİLMEZ
Allah-ü Teâlâ: “Allah’ın sâlih
kullarına va’d ettiği bu ebedî cennetler, sizin ve Ehl-i Kitab’ın
temennileriyle,elde edilmez.” buyurmaktadır. Nisâ-123/97
CENNET UCUZ DEĞİLDİR
Sanmayın ki cennet ucuz! Çetin bir
imtihandan geçirilmeden, nice ezici mihnet ve zorluklarla yaka paça olmadan, nice
açlıklar, hastalıklar başa gelmeden ve bu başa gelenleri, sabır ve sebat ile
karşılamadan cennete giriş yok! İllâ ki bunlar,başa gelecek! Çok rahat ve ferih
fahur bir hayattan endişe etmeli! Bununla beraber hiçbir zaman, “bu çetin
imtihanı kazanayım da cennete gireyim” mülâhazasıyla belâ ve musibetler
istenmez, gelirse sabredilir. Bakara-214/32
CENNET VA’Dİ, SİZİN KONUŞMALARINIZIN
SABİT OLDUĞU GİBİ SABİT BİR GERÇEKTİR
Allah-ü Teâlâ,“Göğün ve yerin
Rabbine yemin olsun ki,bu (cennet) va’di, tıpkı sizin konuşmalarınızın sabit
olduğu gibi sabit bir gerçektir” buyurmaktadır. Amennâ ve saddaknâ!
Zâriyât-23/520
CENNET VARDIR ONLARA!
İslâm Dini üzere vefat edip Rabbinin
huzuruna varanlara, Rableri katında selâmet yurdu (cennet) vardır. En’âm-127/143
CENNET CENNET EHLİNE YAKLAŞTIRILACAK
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cennet,
(cennet ehline) yaklaştırıldığı zaman insan, (hayır ve şer) ne hazırladığını
öğrenecektir!” Tekvîr-13,14/585
CENNET, DÜNYADAN DA İÇİNDEKİLERDEN
DE ELBETTE DAHA HAYIRLIDIR
“Ahiret yurdu cennet, dünyadan ve
içindeki her şeyden elbette daha hayırlıdır.” Nahl-30/269
CENNETE SADECE YAHUDİ VE HIRİSTİYAN
OLANLAR GİRECEKMİŞ(!)
Yahudi ve Hıristiyanlar cennete
yalnız kendilerinin gireceğini iddia ediyorlar. “Hani deliliniz, gösterin
bakalım!” dediğimizde, “Yok!” derler. Demek ki, kafadan atıyorlar. Bakara-111/16
“CENNETE BİZ GİDERİZ!” Mİ DİYORSUN?
AÇ TAVUK KENDİNİ DARI AMBARINDA GÖRÜRMÜŞ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Ahirete
iman etmeyenler,) hem utanmadan beğenmedikleri şeyleri Allah’a yakıştırıyor, O’nun
dinini, peygamberini hafife alıyorlar, hem de en güzel âkıbetin (cennetin)
kendilerini beklediği yalanını uyduruyorlar. (Beklesinler bakalım!) Onlara
(olsa olsa) ateş vardır, bunda hiç şüphe yok! Hem de oraya gireceklerin başında
olacaklardır.” Nahl-62/272
CENNETE BÖLÜK BÖLÜK SEVKEDİLİRLER O
RABLERİNDEN SAKINANLAR
Rablerini sayıp O’ndan sakınanlar,
(Mizan’dan sonra) cennete zümer halinde (bölük bölük) sevkedilirler. Nihayet
oraya varıp cennetin kapıları açılınca cennet bekçileri onlara: “Selâm olsun
sizlere, tertemiz oldunuz, ne mutlu size! Haydi içinde ebediyyen kalmak üzere,
girin oraya!” derler. Onlar da şöyle cevap verirler: “Hamd olsun Allah’a ki,
sözünde durdu ve bizi bu yere vâris kıldı. Cennette istediğimiz yere bizi
yerleştirdi. Salih amel işleyenlerin mükâfatları ne güzelmiş!” derler. Zümer-73,74/465
CENNETE GİR MURADINA ER!
“Kim ateşten uzaklaştırılıp cennete
yerleştirilirse, işte o muradına ermiştir.Yoksa bu dünya hayatı,aldatıcı ve
geçici bir zevkten başka bir şey değildir.” Âl-i İmrân-185/73
CENNETE GİRİN EŞLERİNİZLE BİRLİKTE!
HİZMETÇİLER SİZE HİZMET İÇİN CAN ATIYORLAR
Allah-ü Teâlâ, dostların bile birbirine
yaman düşman kesildiği o kıyamet gününde takvâ sahiplerine şöyle seslenir: “Ey
Benim kullarım! Bugün size herhangi bir endişe yoktur ve siz mahzun da
olmayacaksınız! Haydi siz de, eşleriniz de neşe dolu olarak buyurun cennete!”
Allah-ü Teâlâ’nın bu lütfuna nâil olan kutlular, iman edip itaat eden
kullardır. Ne mutlu onlara ki, cennete girerler, orada kendilerine altın
tepsiler ve kâselerle ikram eden hizmetçiler, etraflarında fır fır dönerler. Orada
canları ne isterse, gözleri hangi manzaradan hoşlanırsa, onlara bu arzularının
hepsi vardır. Yine onlara şöyle denir: “Hem sizler burada ebedi kalıcılarsınız.
İşte yapmakta olduklarınıza karşılık olarak kendisine varis olduğunuz cennet budur!
Sizin için orada istediğiniz şekilde yiyeceğiniz her türlü meyve vardır.”
Zuhruf-68,73/493
CENNETE GÖTÜREN CEHENNEMDEN KURTARAN
AMELLER
Her kim ki, En’âm Sûresi’nin 151,152
ve 153.Âyetlerinde ortaya konan Allah’ın emirleriyle amel ederse cennete; amel
etmezse cehenneme gider. (İbn-i Abbas ra rivayet etmiştir.) En’âm-153/148
CENNETE KOLAYCA GİRİVERECEĞİNİZİ Mİ
SANDINIZ? YOO! CENNET UCUZ DEĞİL!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Yoksa, Allah
içinizden cihâd edenlerle sabır gösterenleri ortaya çıkarmadan siz, kolayca
cennete girivereceğinizi mi sandınız?” (Öyle olsaydı, herkes cennete girerdi.)
Âl-i İmrân-142/67
CENNETE NASIL GİDEBİLİRİM?
İster erkek ol, ister kadın;önce
iman edersen, sonra o iman ile sâlih amel işlersen, Rızay-ı İlâhîyi kazanırsın.
Rızay-ı İlâhî de, alır seni cennetine yerleştirir, vesselâm! Nisâ-124/97
CENNETE NASIL GİREBİLİRİM?
Dünya hayatında: 1-Halis muhlis
olacaksın! Yani yaptığın her şeyde şöyle diyeceksin: “Ben, bunu yaparsam, Allah
Razı mı, değil mi?” Tabi, razı ise yapacaksın, değilse yapmayacaksın!;
2-Kendini tam Allah`a teslim edeceksin; 3-Herkese ve her şeye güzel
davranacaksın; 4-“Ben yaptım, ben ettim!” değil de “ben istihdam edildim, yol
O`nun varlık O`nun!” diyeceksin! O zaman hiç üzülme ve korkma! Rabbin seni
mahcub etmez, umduğuna O`nun lütfu ile kavuşursun! Bakara-112/16
CENNET-İ HULD MU İYİ, CEHENNEM Mİ
İYİ? SÖYLEYİN BAKALIM!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed! Onlara cennet ehlinin yaşayışı ile cehennem ehlinin yaşayışını bir
güzel tarif ettikten sonra sor bakalım): Bu içinde vızzık vızzık ‘ölsek de
kurtulsak!’ dedikleri cehennem mi daha iyi, yoksa Takvâ Ehli’ne va’d olunan, altından
ırmaklar akan Huld Cennetleri’nde, göz kamaştırıcı saraylarda keyf çatmak mı
daha iyi? Orası, o takvâ sahipleri için bir mükâfat ve pek güzel bir varış
yeridir.” Furkan-15/360
CENNETİ KAZANMAK İSTEYENLER! BAKIN ALLAH
CENNETİNİ KİMLERE VERİYORMUŞ
Allah-ü Teâlâ, bu Âyet-i
Kerimesi’nde buyuruyor ki: “İşte Ahiret Yurdu! İşte Cennet! Biz onu yeryüzünde
büyüklük taslamayanlara, fesatçılık ve bozgunculuk peşinde olmayanlara veririz,
güzel âkıbet, takvâ sahiplerinindir!” Kasas-83/394
CENNETİ SATIN ALMAK İÇİN ALLAH’A NE
VERMELİYİZ?
“Allah mü’minlerden canlarını ve
mallarını, karşılığında cenneti vererek satın almıştır. Onlar, Allah yolunda
mücadele ederler, öldürürler ve öldürülürler.” (Yani zaten Allah’a ait olan ve
sende emâneten bulunan canını ve mallarını, Allah yolunda fedâ edersen, Allah
da bu fedâkârlığına mukabil cenneti sana vereceğini va’d etmiştir. Aynı âyette:
“Verdiği sözde Allah’dan daha sadık kim olabilir?” kelâmı ile bu va’di tahkim etmiştir.)
Bu, Allah’ın Tevrat’ta da, İncil’de de, Kur’an’da da üstlendiği gerçek bir
va’ddir.” Tövbe-111/203
“CENNETİME GİR!” DİYOR ALLAH-Ü TEALA,
PEKİ KİME DİYOR BUNU? SEN DE ÖYLE OL SEN DE GİR!
Allah-ü Teâlâ, mutmain bir nefse
mâlik kimse olarak huzura varan talihliye: “Haydi, gir cennetime!” diyecektir. Peki,
‘mutmain bir nefis (huzura ermiş bir nefis) sahibi kimdir?’ denirse, deriz ki:
1-İman eden; 2-Günahlardan kaçınan; 3-İşlediği günahlara hemen tövbe eden;
4-Farzları bihakkın yerine getiren; 5-Kibirden uzak mütevâzi olan; 6-güzel
ahlâk sahibi olan; 7-Tevekkül eden...Kimseler, Mutmain Nefis sahibi olan
kimselerdir. Sen de öyle ol, sen de Allah’ın cennetine gir! Müjdeler olsun!
Fecr-27,30/593
CENNETİN GENİŞLİĞİ NE KADARDIR?
Bu Âyet-i Kerîme’den anlıyoruz ki
cennetin genişliği, gök ve yerin genişliği kadardır. Ve bu cennet, Allah ve
Resûlüne iman edenler için hazırlanmıştır. Cennetin genişliği, göklerle yer
kadardır. Âl-i İmrân-133/66 Hadîd-21/539
CENNETİN ŞU YÜKSEK YAŞAMA
DERECELERİNE KAVUŞMAK İSTEYENLERE DUYURULUR
Ğaşiyenin (dehşeti her tarafı saran
felâketin) hüküm sürdüğü o kıyamet gününde dünyadaki hayatını, imanla,
ibadetle, sabırla geçiren bazı yüzler vardır ki gayet mutludurlar, şen
şakraktırlar. Zira onlara: 1-Yüksek ve pek muteber bir cennet vardır, 2-Orada
boş söz işitmezler, 3-Orada daima akan berrak pınarlar vardır, onlardan kana
kana içerler, 4-Orada yükseltilmiş tahtlarda, koltuklarda otururlar, 5-Orada
önlerine konmuş kadehlerden yudumlaya yudumlaya içerler, 6-Serilmiş halılar, dizilmiş
yastıklar, alımlı döşemeler içinde yaşarlar. Evet, bütün bunları Allah söylüyor
ve Allah va’d ettiğini mutlaka yerine getirir! Ğâşiye-12,16/592
CENNETİN YÜKSEK KÖŞKLERİNE TALİP
OLANLAR, İMAN EDİP SALİH AMELLER İŞLESİNLER!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İman edip
salih ameller işleyenlere gelince, elbette onları altlarından ırmaklar akan
cennetin yüksek köşklerine yerleştireceğiz. O cennetlere onlar, hem de devamlı
kalmak üzere gireceklerdir. Böyle salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzeldir!
Onlar, sabreden ve Rablerine tevekkül eden mü’minlerdir.” Ankebût-58,59/402
CENNETLE MÜJDELENENLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) İman edip sâlih amel işleyenleri cennetle müjdele!” Evet, müjdeyi
duydunuz! Bakara-25/4
CENNETLİĞİN ALAMETLERİNDENDİR
Cennete doğru yol alan takvâ
sahibinde şu hususlar göze çarpar: 1-Bollukta da darlıkta da verir, yani
cömerttir, 2-Kızdıklarında öfkelerini yutarlar, 3-İnsanları bağışlarlar, öc
alma hafifliğine düşmezler, 4-Çirkin bir iş yaptıklarında veya nefislerine
zulmettiklerinde peşinden hemen Allah’tan af dilerler, 5-Bile bile işledikleri
günahlarda ısrar etmezler! Âl-i İmrân-135/66
CENNETTE AÇLIK VE SUSUZLUK
ÇEKİLMEYECEK!
Allah-ü Teâlâ, Hz.Âdem’e cennette
açlık ve susuzluk çekmeyeceğini açık bir şekilde bildiriyor. Biz de bu Âyet-i
Kerime’den anlıyoruz ki, cennette açlık ve susuzluk çekilmeyecek. Gidebilenlere
müjdeler olsun! Tâhâ-118,119/319
CENNETTE ALLAH’IN HUZURUNDA OLACAK O
TAKVA SAHİPLERİ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Takvâ
sahipleri, cennetlerde bahçeler ve ırmak kenarlarında, bir doğruluk
ikâmetgâhında, son derece muktedir bir Melîk’in (Allah’ın) huzurundadırlar.”
Mesajı aldınız, muttekî olmaya kilitleniniz! Kamer-54,55/530
CENNETTE ANA, BABA, EŞ VE
ÇOCUKLARIMIZLA BERABER EBEDİ YAŞAM ŞANSI VAR!
Allah-ü Teâlâ müjde vererek
buyuruyor: “Dünya diyârını güzel bir âkıbetle (iman ve sâlih amellerle Rıza-i
İlahiyi kazanarak) Adn Cennetlerine girenler, kendileri gibi cennete girebilmiş
analarıyla, babalarıyla, çoluk çocuklarıyla birbirlerini tanımışlar olarak
orada, ebedî olarak yaşayacaklardır.” Ra’d-23/251
CENNETTE BOŞ SÖZ VE KİŞİYİ GÜNAHA
SOKAN BİR LAKIRTI İŞİTİLMEZ
Cennette cennet ehli, boş bir söz,
kişiyi günaha sokan bir lâkırtı işitmezler! Vâkıa-25/534
CENNETTE ÇIPLAK KALMA YOK!
Allah-ü Teâlâ, Hz.Âdem’e cennette
çıplak kalmayacağını söylüyor. Biz de bu Âyet-i Kerime’den anlıyoruz ki,
cennette çıplak kalma yok! Müjdeler olsun! Tâhâ-118/319
CENNETTE GÖLGELİKLER VARDIR
Cennette insan nefsini okşayan
gölgelikler vardır. Cennet ehli, hanımlarıyla beraber tahtlarına kurulup bu
serin gölgeliklerde keyf çatacaklardır. Yâ Sîn-56/443
CENNETTE GÜNEŞİN KAVURUCU SICAĞINA
MA’RUZ KALMA YOK!
Allah-ü Teâlâ, Hz.Âdem’e cennette
güneşin kavurucu sıcağına ma’ruz kalmayacağını söylüyor. Biz de bu Âyet-i
Kerime’den anlıyoruz ki, cennette güneşin kavurucu sıcağına ma’ruz kalma
olmayacak! Gidenlere müjdeler olsun! Tâhâ-119/319
CENNETTE HİÇ KİMSEDE KİN OLMAYACAK
“Onların (cennettekilerin)
kalblerindeki kini söküp çıkarmışızdır. (Hepsi) dost ve kardeş olarak, divanlar
üzerinde karşı karşıya otururlar.” Hicr-47/263
CENNETTE MELEKLER BİZE SELAM VEREREK
TEBRİK EDECEKLERDİR
Cennette meleklerle beraber
olacağımız şu Âyet-i Kerime’den anlaşılıyor: “Öyle ki melekler de her kapıdan
yanlarına varıp: ‘sabretmenize karşılık size selâmlar, selâmetler! Dünya
diyârının ne güzel âkıbetidir bu!’ diyeceklerdir.” Ra’d-23/251
CENNETTE MÜ’MİNLERİN SİNELERİNDE KİN
VE BENZERİ KÖTÜ HİSLER BULUNMAZ!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cennette
Mü’minlerin sinelerinde kin ve emsali kötü hislerden ne varsa hepsini çekip
çıkarırız. Onlar da: ‘Hamd olsun bizi bu cennete eriştiren Allah’a!’ derler. Kendilerine
de: ‘İşte güzel amellerinize karşılık, karşınızda duran şu muhteşem cennete
vâris kılındınız, buyurun!’diye nidâ edilir.” A’râf-43/ 154
CENNETTE NE İSTERSENİZ VERİLECEKTİR
ÖYLEYSE SİZ ORAYA GİDEBİLMENİN YOLUNA KOYULUN!
Dünyada Peygamberin getirdiklerini
tasdik edip yaşamını o standarda ayar eden takvâ sahiplerine hem cennet ve hem
de cennet içinde ne arzu ederlerse sonsuza değin olmak özere o istediklerinin
hepsi verilecektir. Yeter ki siz, siz olun, oraya gidebilmenin yoluna koyulun! Zümer-34/461
CENNETTE UYKUYA YATILMAYACAĞINI BU
AYETTEN ANLIYORUZ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “O Ahiret
gününde cennetlikler, kalınacak yerlerin en iyisinde, en güzel dinlenme
yerinde=Mekıl’da bulunacaklardır.” (Mekıl, yorgunluktan değil de keyf çatma
anlamında bir ‘dinlenme yeri’ mânâsını taşıdığından ‘uyuma yeri’ olmadığını
anlıyoruz. Zaten uyumak, bir yorgunluk neticesinde bir ihtiyaçtan kaynaklanır.
Cennette yorgunluk olmayacağından, uyumaya ihtiyaç yoktur. Bir de âyetlerde
‘hâlidîne’ kelimesi sıkça geçer. Huld, ‘kesintisiz’ mânâsını taşır. Uyku ise
yarım ölüm sıfatıyla bir kesintidir ki, bu da cennette uykunun olmayacağına delildir.)
Furkan-24/361
CENNETTE YOK, YOK! NE İSTİYORSAN
HEPSİ DE VAR! HELE BİR GİRMEYE LİYAKAT KAZAN!
Cennette her türlü meyve yanında
başka ne arzu ediyorsan hepsi var! Yeter ki Rabbi râzı et ve oraya girmeye bir
liyâkat kazan! Yâ Sîn-57/443
CENNETTE ZAHMET, YORGUNLUK, MEŞAKKAT
YOKTUR VE DAİMİDİR
“Orada (cennette) kendilerine hiçbir
zahmet, yorgunluk ve meşakkat dokunmaz, ve oradan hiç çıkarılmazlar.”
Hicr-48/263
CENNETTEKİ ZEVK-U SAFA MI DAHA
HAYIRLIDIR, YOKSA CEHENNEMDEKİ ELEMLİ AZAP MI?
Allah-ü Teâlâ, cennet ve
cehennemdekileri karşılıklı konuşturduktan sonra bizlere şöyle ders veriyor:
“Ağırlama olarak böylesine bir mutluluk mu daha hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı
(ndan yemek) mi? Biz, o zakkumu zalimler için bir dert ve azap yaptık. O öyle
bir ağaçtır ki alevler içinde yaşayabilen, cehennemin dibinden çıkan (acılığı
benzersiz dayanılmaz olan) bir ağaçtır. Sâffât-63,64/447
CENNETTEN İKİ KİŞİ DEĞİL DE “HEPİNİZ
İNİN!” EMRİ NASIL ANLAŞILMALIDIR
Cennetten yeryüzüne inenler, Adem
Baba ile Havva Ana’dır. “Hepiniz inin!” tabirine gelince: İnsanlık Hz.Adem’in
sulbünde mündemiç olduğundan O’nun inmesi, hepimizin inmesi anlamına gelir!
Ayrıca İblis ve çocukları ile hamile ise Havva Anamızın karnındaki bebek(ler)
de kastedilmiş olabilir.Allah ü a’lem! Bakara-38/6
CEZA MUTLAKA YERİNİ BULACAKTIR
VAZGEÇMEK YOKTUR
Bu Âyet-i Kerime’de Allah-ü Teâlâ,
“Rabbinin cezası mutlaka yerini bulacaktır, onu önleyecek hiçbir kuvvet de
yoktur!” buyurarak cezaya müstehak olanların mutlaka cezaya
çarptırılacaklarını, vazgeçmenin olmayacağını beyan etmektedir. (Zaten ceza
vermekten vazgeçilse, itaat eden kulların hukuku ihlâl edilmiş olur ki, Allah-ü
Teâlâ böyle bir hukuksuzluğa geçit vermez! Çünki O, Âdildir.) Tûr-7,8/522
CEZA VERMEDE ÖLÇÜ NASIL OLACAK?
“Allah, ceza vermek isterseniz size
yapılan haksızlığın misli ile ancak ceza verebileceğinizi, dozu fazla
kaçırmanın mes’uliyeti mûcip olacağını, ama en iyisinin sabredip ceza vermeme
şeklinde intikamcı olmama yolunun hayırlı olacağını beyân ediyor.” Nahl-126/280
CEZA VERMEYİ DİLERSE RABBİN, İŞİ
ÇARÇABUK BİTİRİR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Muhakkak
ki Rabbin, cezalandırmayı dilediğinde işi çarçabuk bitirir. Muhakkak ki O,
Ğafûr’dur, Rahîm’dir.” En’âm-165/149
CEZALANDIRILMAKTAN KORKARAK TİR TİR
TİTRERLER O DEVAMLI NAMAZ KILANLAR
O namazlarını devamlı kılan şuurlu
müslümanlar var ya! Onlar, Rablerinin kendilerini cezalandırmasından korkarlar
da tir tir titrerler. Çünki Rablerinin azabı, kendisinden emin olunmayan bir
azaptır! Meâric-27,28/568
CEZALAR HEP AHİRETE KALMAZ; BİR
KISMI DÜNYADA TADDIRILIR Kİ, KÖTÜLÜKLER ÖNLENSİN
İnsanların kendi elleriyle
işledikleri günahların cezaları, tamamen Ahirete kalmaz; Allah, bir kısmının
cezalarını dünyada taddırır, ta kötülüklerden dönsünler, adam olsunlar! Rûm-41/407
CEZANIN ŞİDDETLİSİNİ İSTİYORSAN
ALLAH’IN GAZABINA UĞRAMIŞLARI DOST EDİN!
Allah-ü Teâlâ, gazap ettiği bir
topluluğu dost edinenleri, şiddetli bir cezaya çarptıracağını, çünki onların
çok kötü işler yaptıklarını bu Âyet-i Kerimesi’nde beyan buyurmaktadır.
Mücâdele-15/543
CEZAYI KESTİYSE ALLAH, FAYDA VERMEZ
EVLAD-Ü MAL VALLAH!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(O
yeminlerini kalkan edenlere, yani yemin ederek insanları kandırmak suretiyle
Hak yoldan alıkoyanlara) Allah’ın cezalandırma iradesi tecelli edince, daha
artık onlara ne malları, ne evlatları aslâ fayda veremez! Onlar,
cehennemliktirler ve orada kesintisiz olarak devamlı kalacaklardır.” Mücâdele-17/543
CEZAYI SİZİN ELLERİNİZLE VERSİN
ALLAH O KEFERELERE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Onlarla
(inkâr edenlerle) savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın,
onları rezil ve rüsvây etsin; hem onlara karşı size yardım etsin ve
mü’minlerden bir topluluğun gönüllerine şifâ versin, kalblerindeki kin ve
öfkeyi gidersin! Allah-ü Teâlâ dilediğine tövbe de nasip eder. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.”
Tövbe-14,15/188
CIZZIK CIZZIK SIZLANIR BAŞI DERDE
DÜŞTÜ MÜ ŞU İNSAN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Şu insanın
başı derde düşmeyegörsün! Cızzık cızzık sızlanır durur!” Meâric-20/568
“CİHAD EDİN!” DİYE BİR SURE İNDİĞİ
ZAMAN ONLARI SIKINTI BASAR, HEMEN İZİN İSTERLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “ ‘Allah’a
iman edin ve Resûlü ile birlikte cihâda gidin!’ diye bir sûre indirildiği
zaman, onlardan servet ve imkân sahibi kimseler, Senden sefere katılmamak için
izin istediler ve ‘bırak, biz de evlerinde oturan (kadınlar ve özürlülerle)
birlikte oturalım!’ dediler.” (Kalbleriniz mühürlenenceye kadar kadınlarla
birlikte evlerinizde oturun bakalım!) Tövbe-86/199
CİHAD ET ALLAH YOLUNDA, CENNETİ AL
KARŞILIĞINDA! BUNU TEVRAT DA İNCİL DE SÖYLÜYOR
“Allah, mü’minlerden canlarını ve
mallarını cennet karşılığında satın aldı. Onlar,Allah yolunda savaşırlar,
öldürürler ve öldürülürler. Bu (Allah için verilen can ve mal karşılığında
cennet va’di), Tevrat’ta da, İncilde de, Kur’an’da da Allah’ın söz verdiği bir
gerçektir. Verdiği sözde Allah’dan daha sadık kim olabilir?” (Önemli Not:
Cihad, cehd ve gayret anlamına geldiğinden çok kapsamlı bir kelimedir: Allah
yolunda savaşmanın yanında yerine göre, hicret etmek, ilim elde etmek,
insanları eğitmek, çalışıp helâl kazanç sağlamak vs. gibi pek çok faaliyetleri de
içine alır.) Tövbe-111/203
CİHAD ET KAFİRLER VE MÜNAFIKLAR İLE
VE ONLARA SERT DAVRAN EY PEYGAMBER!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey
Peygamber! (Yerinde uslu uslu duramayan ve bozgunculuk yapan, terörist)
kâfirler ve münâfıklarla cihâd et ve onlara sert davran! Onların varacağı yer
cehennemdir, orası ise ne kötü bir yerdir!” Tahrîm-9/560
CİHAD İÇİN ALLAH SİZDEN BÜTÜN
MALLARINIZI İSTEMEZ!
Cihâd için Allah, sizden bütün
mallarınızı istemez! Eğer sizden mallarınızın hepsini isteseydi, sizi
zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve (emir sahiplerinin bu talepleri,) sizin
ahlâkî zaaflarınızı ortaya çıkarırdı da çözülürdünüz. Muhammed-36,37/509
CİHAD İÇİN DAİMA HAZIRLIKLI OLUN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey iman
edenler! Cihad için dâima hazırlıklı olun ve uyanık bulunun! Allah’tan korkun
ki, felâha eresiniz!” Âl-i İmrân-200/75
CİHAD İÇİN MALLARINI VE CANLARINI
ORTAYA KOYANLAR, CAN VE MAL SAHİBİ OLDULAR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Fakat
Peygamber ve beraberindeki mü’minler, mallarıyla ve canlarıyla cihâd ettiler!
İşte bütün hayırlar, ancak onlar içindir ve işte onlar, gerçekten kurtuluşa
erenlerdir.” Tövbe-88/200
CİHAD MAKSADIYLA YOLA ÇIKANLARIN HER
HAL VE DAVRANIŞLARINA SEVAP VARDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Bu
böyledir, çünki onların Allah yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk,
açlık, kâfirleri öfkelendirecek tarzda bir yere ayak basıp ele geçirmeleri ve
düşmana karşı (gönülleri fetihle) başarı kazanmaları yoktur ki, mutlaka o
sebeple kendilerine sâlih bir amel yazılmış olmasın! Allah iyilik edenlerin
mükâfatını zâyi’ etmez!” Tövbe-120/205
CİHAD YOLU NEREYE ÇIKAR VE ORADA
NELER VAR?
Allah, onlar için (mücâhidler için),
altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı; orada ebedi olarak kalıcıdırlar.
(Cemâlüllah şerefi de onlara daha güzeli olarak verilecektir.) İşte büyük
kurtuluş budur! Tövbe-89/200
CİHAD: İNSANLARI TEK DİNDE, TEK ÜMMET
YAPMAK İÇİN CİHAD EDİLİR Mİ?
Hayır! Allah-ü Teâlâ, böyle bir
cihâd anlayışını bu Âyet-i Kerime ile reddeder: “Halbuki Allah dileseydi, sizi
elbette tek bir ümmet (olarak aynı din üzere) yapardı; fakat O, dilediğini
(kendi isyânı yüzünden) dalâlete atar; dilediğini ise (hikmetine binâen Kendi
lütfundan) hidâyete erdirir. Ve siz yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka
sorulacaksınız.” (Evet, dini yaymak için maddi güç kullanılmaz, yani bu
maksatla cihâd edilmez. Dinde zorlama yoktur. Din temsil ve tebliğ ile en güzel
şekilde herkese arz edilir, beğenenler dilerse imana gelirler. Maddi kuvvet, ancak
dini yok etmek üzere üzerimize gelenlere karşı dini koruma amacıyla
kullanılabilir. Bu mânâda cihâd meşrûdur. Eğer tek ümmet, tek din olacak diye
bir fariza olsaydı, bütün insanlar müslüman oluncaya kadar savaşlar bitmezdi. Zayıf
kalan düşman da müslüman oldum gözükürdü, yani münafıklığa inkılâb ederdi ki, münâfık
kâfirden daha tehlikelidir, kurdun gövdeye girmesidir. İmtihan dünyasında her
dâim inanan da olacak, inanmayan da, inanan kazanacak, inanmayan kaybedecek!
Nahl-93/276
CİHADA ÇAĞRILDIĞINIZDA HEP BİRLİKTE
SEFERBER OLUNUZ!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey
mü’minler! Sizler gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak (çağırıldığınızda) savaş
için seferber olunuz, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihâd ediniz!
Eğer anlıyorsanız, sizin için hayırlı olan budur!”(Âyette geçen “Hıfâfen ve
Sikalen=Hafif ve Ağırlıklı”dan şunları anlıyorum:1-Kolaylık ve güçlük; 2-Sağlık
ve hastalık; 3-Zenginlik ve fakirlik; 4-Çoluk çocuğun azlığı ve çokluğu; 5-Piyade
ve süvari; 6-Genç ve ihtiyar.) Tövbe-41/193
CİHADA ÇIKILDIĞINDA ÇOK DİKKAT ETMEK
GEREKİR
Ey iman edenler! Allah yolunda
cihâda, sefere çıktığınız zaman son derece dikkat etmeniz gerekir. Size selâm
veren veya teslim olan bir kimseye; onu öldürüp malını ganimet olarak almak
için “Sen mü’min değilsin” demeyin! Unutmayın ki Allah’ın yanında cennet ve
Rıza gibi bir çok ganimetler vardır. Nisâ-94/92
CİHADA GİDENLERLE CİHADDAN GERİ
KALANLAR, BİR OLMAZLAR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:
“Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın cihâddan (Allah yolunda hizmetten geri
kalıp evlerinde) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihâd eden (Allah
yolunda yollara düşen)ler elbette bir olmazlar! Allah, mallarıyla, canlarıyla
cihâd eden (Allah yolunda yollara düşen) leri, derece bakımından (velev
özürleri sebebiyle de olsa), cihâda iştirak etmeyen mü’minlerden üstün
kılmıştır. Allah, gerçi hepsine en güzeli (yani cenneti), vaad etmiştir. Fakat
cihâd edenleri, etmeyenler üzerine husûsi bir mükâfatla, dereceli rutbelerle,
mümtâz kılmıştır.” Nisâ-95,96/93
CİHADIN ALLAH UĞRUNDA OLSUN YETER
Kİ, ALLAH SANA MUVAFFAKİYET YOLLARINI GÖSTERİR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Bizim
uğrumuzda cihâd edenlere elbette muvaffakiyet yollarını gösteririz. Muhakkak ki
Allah, iyilik edenlerle beraberdir.” Ankebût-69/403
CİHADIN HAKKINI VERİN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İslâm
Dini’ni kurutmak, Müslümanların kökünü kazımak isteyen saldırgan düşmanlarla
Allah uğrunda nasıl cihâd etmek gerekiyorsa, öyle cihâd edin! O, sizi seçmiş ve
din konusunda size hiçbir zorluk da yüklememiştir. Babanız İbrahim’in dininde
de bu böyleydi.” Hacc-78/340
CİMRİ DE OLMA, SAVURGAN DA OLMA!
Allah-ü Teâlâ, bu âyetinde “elini
boynuna bağlı kılma” diyerek cimri olmamamızı; “büsbütün eli açık da
olma,yoksa,kınanmış ve pişman olarak kaybettiklerine hasret çeken bir hâle
düşersin!” ikazıyla dengeli davranmamızı öğütler. İsrâ-29/284
CİMRİ NANKÖRLERE PEK AŞAĞILAYICI, ZELİL
EDİCİ BİR AZAP HAZIRLADIK
Allah-ü Teâlâ: “Cimrilik eden, üstelik
insanlara da cimriliği tavsiye eden, Allah’ın kendilerine ihsan ettiği şeyleri
gizleyen nankörler var ya, işte onlara, aşağılayıcı, zelil ve perişan edici bir
azap hazırladık!” buyuruyor. Nisâ-37/83
“CİMRİDİR ALLAH!” DEDİLER. PÖH Kİ, NE
PÖH!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Yahudiler -Hâşâ-
Allah’ın eli bağlıdır (cimridir) dediler. Hay kendi (hayırlı işlerde) elleri
bağlanasılar! Hay dediklerinden dolayı mel’ûn olası (adamlar)! Hayır, hiç de
öyle değil! Allah’ın iki eli de açıktır (yani cömertliğine sınır yoktur),
dilediği şekilde dilediği kimseye (karşılıksız) verir.” (Not: Elin açık olması,
cömertlik anlamında mecâz bir ifâdedir.) Mâide-64/117
CİMRİLİĞE TEŞVİK EDER
Şeytan, sizi cimri olmaya teşvik
eder! Bakara-268/44
“CİMRİLİK EDECEK Mİ, ETMEYECEK Mİ?”
DİYE ALLAH SİZİ SINAR
Allah sizi, verdiklerinden Allah
yolunda sarfetmeye çağırır. Böylece “cimrilik edecek mi, etmeyecek mi?” diye
sizi sınar! Cimrilik eden kendine cimrilik eder. (Yani cömert Allah’ın,
cömertçe vereceği cennetinden kendisini mahrum eder.) Halbuki Allah zengindir
(vermekle malı, yani cenneti tükenmez), siz ise fakirsiniz (cennete her hal-ü
kârda muhtaçsınız). Muhammed-38/509
CİMRİLİK Mİ? ÜSTÜNE YOKTUR ŞU
İNSANIN! HARCARSAM TÜKENİR DİYE ÖDÜ KOPUYOR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Eğer
insan, Rabbinin rahmet hazinelerine sahip olsaydı, ‘harcarsam tükenir!’
korkusuyla cimrilik ederdi; zaten çok cimridir insan! İsrâ-100/291
CİMRİNİN TEKİ HERİF! BİR DE
BAŞKASINA CİMRİLİĞİ ÖĞÜTLÜYOR ŞUNA BAK!
Adam geçinen herife bir bak! Hem
kendini övüp duruyor, hem kibirli, hem kendini beğenmiş ve hem de cimrinin
teki! Kalkmış bir de başkalarına cimriliği öğütlüyor, şuna bak! Ama bunlar
bilsinler ki, kim cimrilik eder, Allah yolunda harcamaktan yüz çevirirse
(Allah’a zerre kadar zararı dokunamaz, ne ederse kendi aleyhine etmiş olur.)
Çünki Allah Ğani’dir (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan mutlak zengindir), Hamîd’dir
(Her türlü hamd ve övgüye lâyıktır). Hadîd-24/539
CİMRİNİN TEKİ! YANINA ALIKOYDUĞUN
MAL, SANA HAYIR DEĞİL ŞERDİR
Allah’ın verdiği nimetlerde cimrilik
edip harcamayanlar, bu durumu, sakın kendileri için hayır sanmasınlar, bu onlar
için şerdir! Kıyamet gününde o veremedikleri mallar, boyunlarına dolanacaktır.
Hem göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Sonunda her şey O’na kalır. Allah, ne
yaparsanız hepsinden haberdârdır. Âl-i İmrân-180/72
CİN SURESİ
72. Sûredir. Mekke Dönemi’nde nâzil
olmuştur. 28 âyettir. Cin-0/571
CİN ŞEYTANLARI SÜLEYMAN AS’A CEBRİ
İTAAT VE HİZMET ETTİRİLDİ
Bu Âyet-i Kerime’de Yüce Allah,
şeytanları (cinleri) Süleyman as’a itaat ettirdiğini, O’nun için dalgıçlık
yaptırdığını, (inşaat gibi) daha başka işlerde hizmet ettirdiğini, onları gözetim
altında tuttuğunu bildiriyor. Enbiyâ-82/328
CİN VE İNSAN ŞEYTANLARININ İŞİ GÜCÜ İNSANLARIN
KALBLERİNE VESVESE POMPALAMAKTIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) De ki: Ben, insanlar ve cinlerden olan, insanların kalblerine
vesvese pompalayan şeytanın şerrinden, insanların İlâhı, Meliki (Hükümdârı,
sâhibi) ve Rabbine sığınırım!” Nâs-1,6/604
CİNLER DE İNSANLAR GİBİ ÖLÜMLÜ OLUP
ÖLDÜKTEN SONRA TEKRAR DİRİLTİLECEKLERDİR
Bu Âyet-i Kerime’de geçen “Hakikaten
onlar(ın bazıları) da sizin (bazılarınızın) zannettiği gibi Allah’ın ölen bir
kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi” ibaresinden, cinler arasında da
ölümün Hak olduğunda ittifakın; öldükten sonra diriltilip diriltilmeme
hususunda ihtilafın olduğu anlaşılıyor. Cin-7/571
CİNLER GELDİLER, PEYGAMBER
EFENDİMİZİN (SAV) KUR’AN OKUYUŞUNU DİNLEDİLER
Cinlerden bir topluluk, peygamberimizi
Kur’an okurken buldular, dinlediler ve “doğrusu biz, hârikulâde bir Kur’an
dinledik” dediler. Olayın aslı şöyleydi: Cinler, göğe çıkarlar, melekleri dinlerler,
dinlediklerine pek çok yalanlar katarak kâhinlere aktarırlar ve insanları
sapıtırlardı. Kur’an n’azil olmaya başlayınca artık gök kapıları kendilerine
kapanınca durumu başkanları İblis’e arz ettiler. O da: “Yeryüzünü bir dolaşın
bakalım, bunun mutlaka mühim bir sebebi vardır” dedi. Bir bölük cin, Efendimizi
sav Batn-ı Nahl denilen mevkide sabah namazını edâ esnasında Kur’an okurken
buldular, hayranlıkla dinlediler ve itaat ettiler. Cin-1/571
CİNLER İÇERİSİNDE DE MEĞER BABAYİĞİT
MERDANE BAHADIRLAR VARMIŞ
Cinlerden bir topluluk
Peygamberimizi sav Kur’an okurken buldular, hayran kaldılar ve şöyle dediler:
“Biz gerçekten doğru yolu gösteren hârika bir Kur’an dinledik. Artık biz de ona
iman ettik ve Rabbimize aslâ hiçbir şeyi ortak koşmayacağız!” (Darısı insî
şeytanların başına!) Cin-2/571
CİNLER İÇİNDE SAF EHL-İ KALB (MADDİ
YÜREK DEĞİL) OLANLARIN BULUNDUĞU ANLAŞILIYOR
Cinlerden bir taife, Peygamber
Efendimizi sav Kur’an okurken buldular, dinlediler ve “bu hârika bir şey” deyip
iman ettiler. Sonra da saf saf: “Biz,insanların ve cinlerin Allah hakkında aslâ
yalan söylemeyeceklerini sanmıştık!” dediler. (Evet, hidâyetin gelmesi için
kalbin sâfi olması lâzım vesselâm!) Cin-5/571
CİNLER İLE ALLAH ARASINDA NESEP BAĞI
KURANLARA BİR CİN ŞAMARI VAR İŞTE!
Bir de Allah ile cinler (Ayette
zikredilen “elcinneh” melek manasına da gelebilir) arasında bir nesep bağı
uydurdular. Cinler (veya melekler) de bilirler ki bu bir iftiradır ve bu
iftirayı atanlar, vakti geldiğinde o gün Allah’ın ihlâsa erdirdiği kulları
hâriç, hepsi cehennemde hazır bulundurulacaklardır. Allah, onların bu iftira
vasıflandırmalarından pek münezzehdir. Sâffât-158-159,160/451
CİNLER İLK DEFA KUR’AN’I DİNLEDİLER,
İMAN ETTİLER KAVİMLERİNE DÖNDÜLER VE DEDİLER Kİ
Efendimiz sav, Taif seferinden dönerken,
Batn-ı Nahle mevkiinde cinler ilk defa Kur’an’ı dinlediler. İman ettiler ve
kavimlerine geri dönerek şöyle dediler: “Ey kavmimiz! Doğrusu biz, Musa’dan
sonra indirilen, kendinden öncekileri tasdik eden, Hakka ve dosdoğru yola
hidâyet eden bir kitap dinledik. Değerli kavmimiz! Allah yoluna dâvet eden bu
Elçinin dâvetine icâbet edin ki, Allah da sizin günâhlarınızı affetsin ve pek
acı bir azaptan sizi kurtarsın! Hem Allah’ın Elçisi’nin dâvetine icâbet etmeyen
bilsin ki, Allah’ın cezasından aslâ kaçıp kurtulamaz ve Allah’dan başka hiçbir
hâmî ve dost da bulamaz! Onlar, besbelli bir dalâlet içindedirler!”
Ahkâf-30,32/505
CİNLER KUR’AN’I DİNLEYİNCE İMAN
ETTİLER AZAP KORKUSUNU ÜZERLERİNDEN ATTILAR
Cinler şöyle dediler: “Gerçekten
biz, o hidâyeti (Kur’an’ı) dinleyince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse,
artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar!”
Cin-13/571
CİNLER SÜLEYMAN AS NE EMREDERSE ONU
YAPARLARDI
Allah-ü Teâlâ, cinlerden bir
tâifeyi, Süleyman as’ın emrine râm etti. Süleyman as, onlara emrederdi de
onlar: 1-Saraylar, kaleler; 2-Timsaller (üzerinde nakış ve süsleme bulunan
şeyler, resim ve heykel de olabilir); 3-Havuz büyüklüğünde leğenler; 4-Sabit
kazanlar yaparlardı. Sebe’-13/428
CİNLER TAİFESİNDEN OLAN EY ŞEYTANLAR!
Gün gelecek, Allah, onların hepsini
huzurunda toplayıp: “Ey cin topluluğu! İnsanlardan çoğunu yoldan çıkardınız
ha!” diyecek. Onlara uymuş insanlar da: “Ey Ulu Rabbimiz! Doğrusu biz
birbirimizi harcadık, tâ ki bize ta’yin ettiğin ecelimize ulaştık” diyecekler. Allah
da: “Meskeniniz ateştir, Allah’ın diledikleri müstesnâ, içinde dâimî
kalıcılarsınız.” diyecek. En’âm-128/143
CİNLER VASITASIZ GÖĞE ÇIKIP
İNEBİLİRLER
Cinlerin: “Halbuki biz, (Peygamberin
gönderilmesinden önce) göğe çıkıp, bazı yerlerinde oturur ve dinleme merkezleri
edinirdik” demeleri isbat eder ki, onlar, göğe çıkmışlar, inmişler. Cinlerin
maddeden müteşekkil bir bedenleri olmadığından, yerçekiminden etkilenmezler, oksijene
de ihtiyaçları yoktur. Bu hususta meleklere benzerler. Onların göğe çıkmaları
için herhangi bir vasıtaya da ihtiyaçları yoktur. Cin-9/571
CİNLER ARALARINDA MUHAVERE EDERKEN
NE YAPTIKLARINI DA DEŞİFRE ETMİŞ OLDULAR
Cinler, aralarında konuşuyorlar, dinleyelim!:
“Doğrusu biz, melekleri dinlemek için göğe çıkmak istedik. Bir de ne görelim, orası
sert, kuvvetli bekçiler, alevli yıldızlarla (şihaplarla) doldurulmuş! Halbuki
önceleri biz, göğün bazı yerlerine kadar yükselir, orada oturup dinleme
merkezleri edinirdik. Fakat şimdi bizden kim dinlemeye kalkışsa, karşısında
kendisini helâk etmek üzere gözetleyen bir alev buluyor! Doğrusu iyi
anlayamadık; bununla yeryüzünde oturanlara bir fenalık mı irade edildi, yoksa
Rableri onlara bir iyilik mi diledi, bilemiyoruz! Bizden iyi olanlar da var, iyi
olmayanlar da! Farklı farklı yollar tutmuşuz.” Cin-8,11/571
CİNLER, İNSANLARDAN ÖNCE ZEHİRLİ
ATEŞTEN YARATILMIŞLARDIR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Cinlerin
babası olan Cânn’ı da daha önce (Âdem’den önce) sıcağıyla öldüren, zehirli,
dumansız ateşten yarattık.” Hicr-27/262
CİNLERDEN BİR İFRİT: “BEN SEN
MAKAMINDAN KALKMADAN ONU GETİRİRİM” DEDİ
Süleyman as, etrafındakilere:
“Belkıs gelmeden önce O’nun tahtını Bana kim öncelikle getirebilir?” diye
sorunca cinlerden bir ifrit (habis birisi): “Ben, Sen makâmından kalkmadan onu
sana getiririm, benim onu taşımaya gücüm yeter, hem onu zayi etmeden emniyetle
getiririm!” dedi. Ama nezdinde kitaptan ilim sahibi olan bir zat da: “Ben, Sen
gözünü açıp kapamadan onu getirebilirim” der demez, Süleyman as Belkıs’ın
tahtının yanıbaşında olduğunu görüverdi. (Bu zat, insan görünümünde bir melek
olabilir, Hızır as olabilir, Âsaf bin Berhıya adlı birisi de olabilir. Tahtın
taşınması aynıyla değil de sureten taşınma olabilir, moleküler taşınma
olabilir, üç boyutlu olarak görüntü olarak taşınma olabilir. Allah-ü A’lem!)
Neml-39,40/379
CİNLERDEN İMAN EDENLERİN DAHA ÖNCE
HIRİSTİYANLIĞA AŞİNA OLDUKLARI ANLAŞILIYOR
Cinler Peygamber Efendimizi Kur’an
okurken buldular, O’nu dinlediler sonra da iman ettiler ve şöyle dediler: “Şu
muhakkak ki, Rabbimizin şanı pek yücedir; O, (hâşâ Meryem gibi) ne bir eş
edinmiştir, ne de (İsa gibi) bir çocuk! Bizim sefihimiz (İblis), Allah hakkında
meğer saçma sapan şeyler söylüyormuş.” Cin-3,4/571
CİNLERE SIĞINAN İNSİ ERKEKLER BU NE
BİÇİM ERKEKLİK Kİ, ONLARI AZGINLAŞTIRIYORSUNUZ!
İnsanlardan öylesine erkekler vardı
ki, cinnî erkeklere sığınıyorlardı. Halbuki böylesi bir davranış, onları
(cinleri) daha da azgın bir hale getirdi. Cin-6/571
CİNLERİ ALLAH HALİS ATEŞTEN YARATTI
Allah-ü Teâlâ, Cann’ı (cinlerin
babasını) halis ateşten (ateşin dumansız alevinden) yarattığını bildiriyor. Rahman-15/530
CİNLERİ ALLAH’A ORTAK YAPTILAR
“(Müşrikler), böyle iken tuttular,
cinleri Allah’a ortak yaptılar. Halbuki onları da yaratan Allah’dır.”
En’âm-100/139
CİNLERİN BİR KISMI SÜLEYMAN AS’IN
EMRİNDE ÇALIŞTIRILDI
Allah-ü Teâlâ, cinlerin bir kısmını
Süleyman as’a itaat ettirerek O’nun emrinde çalıştırdı. Öyle ki o cinlerden kim
itaat etmek istemese derhal ateşten bir azap tadardı. Sebe’-12/428
CİNLERİN DE ERKEK VE DİŞİLERİ
VARDIR, MELEKLER GİBİ DEĞİLLER YANİ
Bu Âyet-i Kerime’deki “insanlardan
(öylesine) erkekler vardır ki, cinlerden erkeklere sığınıyorlardı” ibaresi, cinlerin
de erkeklerinin (dolayısı ile dişilerinin) var olduğuna delildir. (Cinlerin
dişilerine Türkler, “Peri” derler!) Cin-6/571
CİNLERİN DE KAFİRLERİ VAR OLUP
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEYECEKLERİNİ ZANNETTİLER:
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Onlar
(cinlerin bazıları) da sizin (bazılarınızın) zannettiği gibi Allah’ın hiç
kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi. Cin-7/571
CİNLERİN İMANLI İYİLERİ OLDUĞU GİBİ
İMANSIZ KÖTÜLERİ DE VARDIR
Cinler kendi aralarında muhavere
ederlerken şöyle dediler: “Doğrusu bizden salih olan iyi kimseler olduğu
gibi,iyi olmayan aşağı kimseler de vardır. Farklı farklı yollarda giden
kimseleriz!” Buradan anlaşılıyor ki, cinlerden imanlı salih olanları olduğu
gibi, imansız mazarratları da vardır. Cin-11/571
CİNLERİN KUR’AN-I KERİM İLE İLK
TANIŞMALARI VE ARALARINDAKİ KONUŞMALARI
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Hani Biz, bir
vakit cinlerden bir takımını Kur’an dinlemeleri için Sana göndermiştik. Onlar
Kur’an’ı işitecek yerde hazır olduklarında birbirlerine: ‘Susun, dinleyin!’dediler.
Kur’an tilâveti tamamlanınca da (artık iman etmiş ve Allah’ın azâbı ile)
uyarıcı birer kimseler olarak kavimlerine geri döndüler.” (Bu hadise Peygamberimizin
sav Taif’den dönerken Batn-ı Nahle mevkiinde vuku’ bulmuştur.) Ahkâf-29/505
CİNLERİN MÜSLÜMAN OLANLARI DA VAR,
SAPIKLARI DA!
Cinler, aralarındaki muhaverede
dediler ki: “Doğrusu bizden müslüman olanlar da var, içimizden hak yoldan
sapıtan sapıklar da var! Kim müslüman olursa işte onlar, doğru yolu
aramışlardır (ve bulup cennet ehli olmuşlardır). Cin-14/572
CİNNİ ASİ ŞEYTANLAR! SİZİN
HAKKINIZDAN YAPIŞKAN ÇAMURDAN MAMÜL METEORLAR GELİR
Cinnî asi şeytanlar, Efendimizden
sav önceki devirlerde olduğu gibi göğe yükselip Mele-i A’lâ’dan (Allah’dan emir
alarak gerekli yerlere ulaştıran meleklerden) bazı sözler hırsızlayarak yerdeki
kâhinlere ulaştırmak isterler. Allah-ü Teâlâ da, onların peşine zorlu, yapışkan
çamurdan yaratılmış şihapları (meteorları) takar da o zorlular, o asi şeytanların
işlerini bitirirler. Sâffât-11/445
COĞRAFYA VE ASTRONOMİ İLMİNE AÇIKÇA
TEŞVİK VARDIR
Gece ve gündüzün her gün ard arda
gelmesi ve farklı uzunluk ve kısalıkta olması, buna bağlı olarak da mevsimlerin
meydana gelmesi, dünyanın güneş etrafındaki dönüş yörüngesini kendi ekseni
etrafında 23,5 derece eğik olarak hareket ederek yapmasından kaynaklanmaktadır.
Bu Âyet-i Kerîme, “gece ve gündüzün ihtilâfında (yani ard arda gelmesinde ve uzunluk
kısalıklarının da farklı olmasında) akıllarını kullanıp düşünen kimseler için
deliller vardır” beyanı ile açıkça coğrafya ve astronomi ilmini teşvik etmektedir.
Câsiye-5/498
CUMA GÜNÜ CUMA NAMAZI İÇİN EZAN
OKUNDUĞUNDA, ALIŞ VERİŞİ BIRAKIP NAMAZA KOŞUN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey iman edenler!
Cuma günü (Cuma) namazı için ezan okunduğunda hemen, alış verişi bırakarak
Allah’ın zikrine (hutbe ve namaza) koşun! Eğer bilirseniz bu, sizin için çok
hayırlıdır. Namaz bitince, artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan
(rızkınızı) arayın, kurtuluşa ermek için Allah’ı çok zikredin!” (Not: Yahudiler
Cumartesi, Hıristiyanlar Pazar günlerini ibâdet için tatil ederler. Müslümanların
tatili ise sadece Cuma hutbesi ve namazı vaktindedir.) Cuma-9,10/553
CUMA HUTBESİ BİTİMİNDE OKUNAN VE HERKESİN
BİLDİĞİ AYET, BU AYETTİR
“Allah, şunları emreder: 1-Adâleti
(mü’min kâfir ayırdetmeksizin hakkı, haklıya teslimi); 2-İhsânı (iyiliği, Allah’ı
görüyorcasına -ki O, görür- hareket ederek Allah’ın sana verdiği nimetleri, Allah’ın
kullarının hizmetine âmâde kılmayı); 3- Muhtaç oldukları şeyi (kendi malından)
akrabaya vermeyi. Allah, şunları da yasaklar: 1-Hayâsızlığı (fuhşiyâtın gizli
açık her çeşidini); 2-Çirkin işleri (Allah’ın hoşlanmadığı şeyleri); 3-Zulmü
(mü’min olsun kâfir olsun, canlı olsun cansız olsun her bir kişinin veya
nesnenin doğuşundan, yaratılışından kendisine zimmetli hakları (temel hak ve
hürriyyetleri), cebren veya hile ile almak veya tasarrufuna mani olmak veya bu
haklar sebebiyle ona sıkıntı vermek); 4-Tecâvüzü (kendine verilene kanaat
etmeyip başkasının hakkını elde etmek için ona müdâhale etmeyi, temel hak ve
hürriyyeti ihlâl ve iptâl etmeyi). Allah, düşünüp tutasınız diye size öğüt
veriyor.” Nahl-90/276
CUMA SURESİ
62. Sûredir. Medine Dönemi’nde nâzil
olmuştur. 11 âyettir. Cuma-0/552
CUMARTESİ GÜNÜ AV YASAĞI GETİRDİK
BENİ İSRAİL’E
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Bir de
İsrailoğullarına: ‘Cumartesi günü (balık avlamayı yasaklayarak) ilâhî yasağı
aşmayın!’ dedik de bu hususta kendilerinden ağır teminat aldık.” (Yahudiler, sanki
Allah’ı kandıracaklarmış gibi bir hile-i şer’i yaparak Cumartesi günleri sırf
bir imtihan sebebi olarak çoklukla toplanan balıkları, bir kanalla denize
bağladıkları havuzlarda topluyorlar, yollarını keserek ertesi günlerde
avlıyorlardı. Böylece ‘Allah’ın yasağına da uyduk!’ diyorlardı. Kimi
kandırdıklarını zannediyorlar? Zavallılar, bilmiyorlar ki, Allah kanmaz!) Nisâ-154/101
CUMARTESİ GÜNÜ HADDİ AŞANLARA
Allah-ü Teâlâ buyuruyor:
“İsrailoğullarından Cumartesi gününde haddi aşanlara şöyle dedik: Alçak
maymunlar olunuz!”Bakara-65/9
CUMARTESİ GÜNÜ İLE YAHUDİLERİN
İMTİHANLARI
Akabe körfezinde bir liman kenti
olan Eyke’de Cumartesi=sept günleri, balıklar suyun yüzüne çıkarak
geliyorlardı; diğer günlerde ise bu şekilde gelmiyorlardı. (Halbuki Yahudilerin
Cumartesi günü avlanmaları, yasaklanmıştı.) İsyan etmekte olduklarından
dolayı Allah-ü Teâlâ onları, böyle imtihan ediyordu. A’râf-163/170
CÜNÜP İKEN MESCİDE YAKLAŞMAYIN EY
İMAN EDENLER!
Allah-ü Teâlâ: “Ey iman edenler!
Cünüp iken -yolcu olanlarınız dışında- gusledinceye kadar mescide yaklaşmayın!”
buyuruyor. Nisâ-43/84
Yorumlar
Yorum Gönder