Ana içeriğe atla

KUR’AN-I KERİM KONULARI: (L) İLE BAŞLAYANLAR

 

KUR’AN-I KERİM KONULARI: (L) İLE BAŞLAYANLAR

LA’NET YAĞDIRILMAKTA ŞAMPİYONLAR VAR

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Onlara (Firavun ve o tipte olanlara) bu dünyada, arkalarına lâ’net taktık (da kıyamete kadar öylece anılır oldular.)” Kasas-42/389

LAİKLİK İLE İSLAM DİNİNİN BİR SORUNU YOKTUR

Bu Sûre-i Celile’nin son âyeti, “Sizin dininiz size Benim dinim de Bana!” ifâdesi ile sonlanmaktadır. İslâm, herkesi konumu ile kabul eder ve kimseye din dayatmaz! Lâiklik, herkesin kendi inancında hür olması ve kimsenin kimseye inancını dayatmadan aynı vatanda beraberce yaşaması ise, İslâm dininin bu anlayışla hiçbir sorunu olmaz. İslâm bir kavga dîni değil, adı üzerinde bir barış dînidir. İslâm kendini koruma dışında elini kılıca uzatmaz! Kâfirûn-1,6/603

LAİKLİK KUR’AN’IN DEDİĞİ GİBİ ANLAŞILACAKSA SORUN YOK!

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim Ya Muhammed!) Eğer Seni yalancı saymakta ısrar ederlerse de ki: ‘Benim yaptığım Bana ait; sizin yaptığınız da size! Siz, Benim yapmakta olduğumdan uzak kimselersiniz; Ben de sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım!” (Kavga yok, herkes kendi yolunun yolcusu!) Yûnus-41/212

LAİKLİKLE İSLAM ÇATIŞMADAN BİR ARADA YAŞAYABİLİR Mİ?

Bu Ayet-i kerîme derinlemesine bir teemmülle ele alınırsa lâiklikle İslâm’ın çatışmadan birarada yaşayabileceği anlaşılır. Şöyle ki: 1-Ayette “Bizim amelimiz bize, sizin ameliniz sizedir; bizimle sizin aranızda bir hüccet (tartışılacak bir şey) yoktur” deniyor. Bu Ayetlerin Mekke döneminde nâzil olduğu göz önüne alınmalı ve bir nevi Mekke Dönemi yaşanan zaman ve mekanlarda lâiklik ilkesi olan “hiçbir inanç veya felsefi görüş, yekdiğerine baskıda bulunamaz!” düsturuna riayet edilmelidir. 2-İslâm Şeriatı’nın uygulandığı Medine Dönemi’nde elbette lâiklikten bahsedilemez; zira lâikliğe ihtiyaç kalmamıştır. Bu dönemde gayr-i müslimlere inançları üzerinden bir baskı yapılmamıştır. Öyleyse Peygamberin sav yapmadığı bir şeyi, hiçbir zaman hiçbir kimse, İslâm adına yapamaz ve baskı kuramaz! 3-İslâm adı üzerinde “Barış” dinidir. Savaşı sadece kendisini yok etmeye kalkışan düşmanına karşı meşru müdâfaa olarak kabul eder ve düşmanın “tamam, ben artık savaş yapmaktan vazgeçtim” dediği dakikadan itibaren sulh masasına oturur. Esirine aslâ işkence yapmaz, yediğinden yedirir, giydiğinden giydirir, aynı şartlardaki meskenlerde barındırır. Gerçekten İslâm Prensipleri uygulanan bir ülke olsa, bugün dünyanın pek çok yerindeki sözde özgür olan insanlar, müslümanlara esir olup huzur bulmak için can atacaklar, “ne olur bizi esaretiniz altına alın da insanca yaşamadan bizim de nasibimiz olsun!” diyeceklerdir. 4-İslâm’ın tekevvünü esnasında takip edilen kronolojik çizgi takip edilmezse, İslâm’a fayda değil, zarar verilir. Mekke Dönemi câri olduğunda Efendimizin sav o günkü uygulamaları; Medine Dönemi’ne kavuşulan zaman diliminde ise o dönemdeki uygulamaları esas alınmalıdır. Yeni doğan bir bebeğe bal verilemeyeceği gibi, câhiliye döneminin yaşandığı bir ortamda yeni müslüman olmuş ya da müslümanlığının farkına yeni yeni uyanmış bir kimse üzerine “faiz haramdır, içki içen cehennemde yanar” gibi tavırlarla yaklaşılmaz; belki “Allah kullarını çok sever, kullarının işledikleri günahların hepsini affeder, hatta yüz adam öldürse bile affeder, yeter ki O’na yönelinmiş olsun!” gibi ifadelerle yaklaşılmalıdır. Kısaca İslâm Şeriatı’nın uygulandığı bir ülkede ihtiyaç olmadığından lâiklik söz konusu olmaz; İslâm Şeriatı dışında bir idare sistemi olduğu ülkelerde müslüman herkesle güzelce geçinir, aslâ kavgacı olmaz, cihad adı altında başkalarına saldırmaz. Aksi takdirde o, bir mücâhit değil, bir terörist olur. Şûrâ-15/483

LAKAP TAKARAK, KÖTÜ LÂKAPLA BİRBİRİNİZİ ÇAĞIRMAYINIZ!

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey iman edenler! Birbirinizi taktığınız kötü lâkaplarla çağırmayın! (Bunu da haram kıldım!)” Hucürat-11/515

LANET ETMİŞTİR ALLAH ONLARA!

Kalplerimiz perdelidir diyerek Efendimizi sav alaya alan, imana yanaşmayan Yahudilere Allah, hasetliğe dayanan bu küfürlerinden dolayı lânet etmiştir. Bakara-88/12

LANET ETMİŞTİR ALLAH, O YAHUDİLERE

Allah-ü Teâlâ Yahudilere lânet etti. Yahudiler, şu sebeplerden bu lânete müstehak oldular: 1-Peygamber Efendimize karşı küstahça davranıyorlardı, dillerini eğip bükerek, “dinle, dinlemez olası!” diyorlardı; 2-Peygamber Efendimiz ile alay ederek “İşittik ve isyan ettik!” diyorlardı; 3-Tevrat’taki kelimeleri (keyiflerine göre) yerlerini değiştiriyorlardı; 4-Arapçada ‘bizi gözet!’ mânâsına gelen ‘râinâ’ kelimesinin bir benzeri İbrânice’de hakaret mânâsı içerdiğinden ağızlarını eğip bükerek ve alçak sesle bu kelime ile hakaret ediyorlardı. Bu gibi sebeplerden Allah, onlara lânet etmiş, rahmetinden kovmuştur, çünki Hz. Muhammed, Allah’ın sevgili peygamberidir. Nisâ-46/85

LANET ETTİK YAHUDİLERE!

Allah-ü Teâlâ, şu sebeplerden dolayı Yahudilere lânet etmiştir: 1-Verdikleri sözleri bozdular. 2-Allah’ın âyetlerini inkâr ettiler. 3-Peygamberleri (Zekeriyya ve Yahya as) haksız yere öldürdüler. 4-“Kalblerimiz perdelidir, bir şey anlamayız, söyleyip durma!” diye peygambere küstahlık yaptılar. 5-İsa as’ı öldürmeye kalktılar (kendilerince öldürdüler). Nisâ-155/102

LANET KİMLERİN ÜSTÜNEDİR?  

İnkâr edenler, tövbe etmeden bu inkârları ile ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların lâneti, onların üstünedir! Onlar, cehennemde daimî olarak kalacak kimselerdir, onlardan azabları hafifletilmez ve onların yüzüne bile bakılmaz! Bakara-161-162/23

LANETLENDİ İSRAİLOĞULLARI İKİ GÜZİDE NEBİ LİSANI İLE

İsrailoğullarından inkâr edenler, (kendilerine kitap verilen iki güzide Nebi olan) Davud’un ve Meryemoğlu İsa’nın lisânı ile lânetlendiler. Bu lânetlenmenin sebebi onların isyân etmeleri ve haddi aşıyor olmalarıdır. Mâide-78/120

LANETLİK BİR ÖRNEK

İmandan sonra küfre saparak mürted olanların cezası, Allah’ın, Meleklerinin ve bütün insanların lânetine uğramaktır. Onlar, bu lânetin içinde, orada (cehennemde) ebediyyen kalacaklardır. Cezaları, hafifletilmediği gibi, onların yüzlerine de bakılmayacaktır. Âl-i İmrân-87,88/60

LANETLİK MÜNAFIKLAR GÜRUHUNA DAİMİ CEHENNEM VA’Dİ VARDIR!

Allah, münâfık erkeklere, münâfık kadınlara ve kâfirlere, içinde daimi kalacakları cehennem ateşini va’d etmiştir. O, onlara yeter! Allah, onlara lânet etti ve onlar için dâimi bir azâp vardır! Tövbe-68/196

LAT, MENAT, UZZA ADLI MEŞHUR CAHİLİYYE PUTLARI BURADA ZİKREDİLMEKTEDİR

Allah-ü Teâlâ, bu Âyet-i Kerimesi’nde: “Gördünüz mü Lât’ı, Uzzâ’yı? Ve bir de (şu geride olan) üçüncüleri Menât’ı?” buyurarak dikkat çekiyor. Allah-ü Teâlâ’nın bu putları Kudsî Kitabı’nda zikretmesi, Firavun, Karun ve Haman’ı zikretmesi kabilindendir ki, ders olsun! Yani “şunlara bakın! Yerinden kıpırdayamıyorlar, burnuna pisleyen sineği bile “kişşt” deyip uzaklaştıramıyorlar. Hiç böyle taşa, tunca ve dahi kuru ağaca ta’zim edilir mi? Sizde bıyığa sürüm akıl kalmamış mı?” mesajı vererek müşriklerin ne kadar akılsız ve gülünç bir durumda olduklarını göz önüne seriyor ve gelecekteki putperestlere ders veriyor. Necm-19,20/525

LEŞ YİYEN BİR CANAVAR OLUR MU HİÇ MÜSLÜMAN? GIYBET EDİYORSA ÇOKTAN OLDU BİLE!

Allah-ü Teâlâ, gıybet eden birisini, ölü kardeşinin etini yiyen birisi olarak tavsif etmektedir. Ölü eti yiyen, hem de ölmüş kardeşinin etini yiyen, canavar ötesi bir canavardır. Bu da böyledir biline! Hucürat-12/516

LEV ENZELNA, AŞR-I ŞERİFİ BURADAN BAŞLIYOR

Bu Âyet-i Kerime’de Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Eğer Biz, bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirmiş olsaydık, muhakkak ki Sen onu, Allah korkusundan başını eğmiş, param parça olmuş görürdün! İşte Biz bu misalleri insanlara getiriyoruz, tâ ki düşünsünler!” Sabah ve akşam namazlarından sonra okunan aşr-ı şerif, bazen bu âyetten itibaren başlar. Haşir-21/547

LEVH-İ MAHFUZ ADLI KİTAPTA KAYITLIDIR, YERDE VE GÖKTE NE VARSA HER ŞEY!

Allah-ü Teâlâ, yerde olsun gökte olsun (yani her yerde) ne varsa hepsini bildiğini, hepsini bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) kayıt altına aldığını, bunun Kendisi için çok kolay olduğunu beyân ediyor. Hacc-70/339

LEVH-İ MAHFUZ’DA HER ŞEY KAYITLIDIR, TESCİL EDİLMİŞTİR

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Zaten yanımızda her şeyin kayıtlı olduğu şaşmaz bir kitap (Levh-i Mahfûz) vardır.” Kâf-4/517

LEVH-İ MAHFUZ’DA YAZILIDIR, GÖKTE VE YERDE GİZLİ OLAN NE VARSA!

Allah, buyuruyor: “Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfûz’da) yazılmış olmasın!” Neml-75/382

LEVH-İ MAHFUZ’DADIR, KÜÇÜK BÜYÜK NE VARSA HEPSİ!

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “ Ey Resûlüm! Her ne halde bulunsan, o Kur’an’dan her ne okusan ve (ey insanlar!) Her ne iş yapıyorsanız, ona daldığınız zaman mutlaka Biz, üzerinizde şâhidizdir. Ne yerde, ne de gökte zerre kadar bir şey, Rabbinden gizli kalmaz! Bundan (zerreden) ne daha küçük, ne de daha büyük hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bulunmasın!” Yûnus-61/214

LEYL SURESİ:

92. Sûredir. Mekke Dönemi’nde nâzil olmuştur. 21 âyettir. Leyl-0/595

LİDER BİRİ, HALKININ ARASINDA OLMAZSA HALK ÇABUCAK BOZULUVERİR

Bu âyetten anlıyoruz ki lider birisi, halkı içinde olmazsa o halk, çabucak bozulur ve dağılır. Musa as, şevkinden Rıza kazanmak için acele ederek halkından ayrılıp Tûr Dağı’na önce gelmesi, halkı lidersiz bırakmıştı ki halk da hemen Samiri denen adama kanıverdiler sapıttılar. Hz.Harun’un çabaları, bu boşluğu dolduramadı. (Osmanlı padişahlarının hiçbirinin hacca gitmemesi, yerine vekil göndermeleri de dikkat çekicidir.) Tâhâ-85/316

LİSANLARIMIZIN DİLLERİMİZİN FARKLI FARKLI OLMASININ HİKMETİNİ ALİMLER ANLAR!

Göklerin ve Yer’in yaratılması, insanların lisanları ve renklerinin farklı farklı olması, Allah’ın kudret delillerindendir. Muhakkak ki bunda Alimler için ibret dersleri vardır! (Alimler, bunun hayatın kolaylaştırılması için böyle dizayn edildiğini anlayarak şükrederler; câhiller, cehlinin gereği anlamazlar da ırkı ve  dili  farklı  diye  birbiriyle  kavga  ederler.) Rûm-22/405

LİVATA, LUTİLİK, ERKEĞİN ERKEKTEN KAM ALMASI, SODOM GOMORE HALKI MİRASIDIR

Livata denilen erkeğin erkekle cinsel temasta bulunarak kâm alma menhûs sapıklığı ile meşhur olan kavim, Lût kavmi olarak bilinen Sodom-Gomore halkıdır. Livata kelimesi de Lûtîlik anlamına gelir ki, Lût as’ın kavminin işi demektir. Melekler tarafından taşa tutularak helâk edilmişlerdir. Şimdiki Filistindeki Lût Gölü civarında yaşıyorlardı. Fuhşiyat cezasının taşlanma sûretinde verilmesi, zina edenlerin taşlanarak recm edilmesini akla getirir ki, Lût kavminin taşlanarak helâk edilmesi arasında sıkı bağ vardır. Şuarâ-165,166/373

LİVATA YAPAN ERKEKLERE NE CEZA VERİLİR?

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Sizden iki kişi fuhuş yaparsa (livata yaparsa) onlara eziyet edin! Eğer tövbe edip hallerini ıslah ederlerse onları cezalandırmaktan vazgeçin!” Nisâ-16/79

LİYAKATİ KAYBEDERSENİZ, ALLAH SİZİ YERYÜZÜNDEN SİLER, YERLERİNİZE BAŞKALARINI GETİRİR

Allah-ü Teâlâ, Kendi rızâsı hilâfına bir hayatın zebûnu olanları, ıslah olmayacak raddeye gelip kul olma liyâkatini kaybettikleri vakit dilediğinde yeryüzünden sileceğini, yerlerine başkalarını getireceğini bu Âyet-i Kerimesi’nde haber veriyor. Allah’a kul olun, yaşam garantisini bulun, vesselâm! İnsan-28/579

LOKMAN AS’A HİKMET VERİLDİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Biz Lokman’a ‘Allah’a şükret!’ diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi lehine şükreder; kim de nankörlük ederse bilsin ki Allah Ğanî’dir (kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), Hamîd’dir (Hamd edilmeye lâyık olan sadece O’dur).” Lokman-12/411

LOKMAN AS’IN OĞLUNA OLAN NASİHATI

Lokman as’ın oğluna nasihatte bulunduğunu Yüce Allah bizlere haber veriyor ki, biz de o nasihatten dersimizi alalım; şöyle ki: “Ey oğulcuğum! Sakın Allah’a ortak koşma! Muhakkak ki şirk, pek büyük bir zulümdür. Evladım! Yapılan iş, bir hardal tanesi kadar küçük de olsa, bir kayanın içinde saklı da kalsa, veya göklerde ya da yerin dibinde bir yerde olsa bile mutlaka Allah, onu  Ahirette önüne getirir. Şüphesiz ki Allah, Lâtif’dir (her şeyi en ince teferruatına varıncaya kadar bilir), Habîr’dir (onların hepsinden haberdardır). Ey oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl; iyiliği emret; kötülükten men et ve başına gelen sıkıntılara sabret! Çünki bunlar, azmedilecek işlerdendir. Kibirli davranarak insanlara karşı yüzünü yan çevirme! Yerde çalımlı çalımlı yürüme, böbürlenme! Çünki Allah, kendini beğenen, kasılan, övünüp duran kimseleri aslâ sevmez! Yürüyüşünde ölçülü, mu’tedil ol! Sesini alçalt, bağırarak konuşma! Çünki seslerin en çirkini, avaz avaz bağıran eşeklerin sesidir.” Lokman-13,19/411

LOKMAN SURESİ

31. Sûredir. Mekke Dönemi’nde nâzil olmuştur, 34 âyettir. Lokman-0/410

LUT AS KISSASI ANKEBUT SURESİNDE DE HİKAYE EDİLİR

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Lût’u da halkına peygamber olarak gönderdik. Lût, kavmine şöyle demişti: ‘Nedir bu haliniz? Siz öyle iğrenç bir iş yapıyorsunuz ki, daha önce bu iğrenç işi yapan hiç bir topluluk olmadı. Gerçekten siz, hâlâ erkeklere şehvetle yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız?’ Buna karşılık kavminin cevabı şöyle oldu: ‘Doğru söyleyen biri isen haydi, bizi tehdit ettiğin Allah’ın o azâbını getir de görelim!’ Lût as da: ‘Ya Rabbi! Bu bozguncular, bu fesatçılar topluluğuna karşı bana yardım et!’ dedi.” Ankebût-28,30/398

LUT AS VE SODOM GOMORE HALKI

Lût as, Lût kavmi olarak bildiğimiz Sodom-Gomore halkına peygamber olarak gönderilmişti. Fakat o halklar, hiç kimsenin yapmadığı pek çirkin bir iş yapıyorlardı: Livata ehli olarak, kadınlara değil de erkeklere şehvetle yaklaşıyorlardı. Hz. Lût onlara: “Siz göz göre göre pek çirkin ve hayâsız olan bu işi mi yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, siz gerçekten câhil bir güruhsunuz!” dedi. Neml-54,55/380

LUT AS, KAVMİNİ AZABIN GELMESİ İLE KORKUTMUŞTU AMA DİNLEMEYİNCE OLANLAR OLDU 

Lût as, kavmini, kendilerini yakalayacak Allah’ın azâbı ile korkutmuştu. Fakat onlar, o korkutmalara karşı şüpheye düştüler ve bu ikazı hafife aldılar da helâk olmaları, haklarında Hak oldu. Bunun üzerine Yüce Allah, onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdi. Karısı hâriç, Lût as’ın ailesi Allah’ın bir nimeti olarak seher vaktinde kurtarıldı; bunların dışında kalan ultra fahişe bu kavim, taş yağmuruna tutularak helâk edildi. Allah şükredenleri mükâfatlandırır! (Nankörleri de isterse cezalandırır.) Kamer-33,35/529

LUT AS, LİVATACI KAVMİ SODOM GOMORE HALKINA NASİHATE DEVAM ETTİ

Halkının, “Seni süreriz” tehdidine karşı Lût as: “Ben sizin yaptığınız bu (iğrenç) işten nefret ediyorum. Beni ve Bana tabi olanları (ki, hanımı hâriç, sadece kendi ailesiydi), bunların yaptıkları iğrenç şeyden ve onların her türlü şerrinden bizi kurtar Ya Rabbi!” diye duâ etti. Şuarâ-168,169/373

LUT AS, MİSAFİRLERİNE MUSALLAT OLAN KAVMİNİN ERKEKLERİNE NE SÖYLEDİ?

(İnsan sûretinde) Melek elçilerimizin geldiğini haber alan kavmi ise, kötü niyetle koşa koşa O’na (Lût’a) geldiler. Lût: “Ey halkım! İşte bunlar,(kavmimin kadınları, ki benim de) kızlarım (sayılırlar, onlarla evlenin)!Onlar, siziniçin daha temizdir; artık Allah’dan sakının ve beni misâfirlerimin yanında rezil etmeyin! İçinizde  aklı  başında  bir  adam yok  mu?”dedi. Hûd-78/229

LUT AS, İNSAN KILIĞINDA GELİP MİSAFİRİ OLAN MELEKLERİ TANIMADIĞINDAN SIKINTILIYDI

Lût as, insan sûretinde gelip kendisine misafir olan melekleri tanımadığından; erkeklere düşkün olan sapık halkının onlara ilişeceklerinden ve kendisinin de bunu önleyecek güce sahip olmadığından dolayı fevkalâde sıkıntıya düşmüştü, onlar için göğsü daraldı. Melekler: “Korkma ve üzülme! Doğrusu biz Seni ve aileni kurtarmak için geldik. Ancak karın hâriç, zira o, kâfirliği sebebiyle geride kalıp helâk olanların arasında kalacaktır. Gerçekten biz, büsbütün yoldan çıkmalarından ötürü, bu şehrin halkının üzerine gökten bir azap indireceğiz” dediler. Ankebût-33,34/399

LUT AS, KAVMİNİN BU İĞRENÇ İSTEĞİ KARŞISINDA HİCRAN İLE NE DEDİ?

Lût: “Keşke size karşı yetecek bir gücüm olsaydı veya pek sağlam bir kaleye dayansaydım!” dedi. Hûd-80/229

LUT AS, SODOM GOMORE HALKINA PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLDİ

Allah-ü Teâlâ, bu Âyet-i Kerimesi’nde, Lût as’ı Sodom Gomore’ye peygamber olarak vazifelendirdiğini, Sedum halkının iğrenç işler yapan fâsık ve pis ahlâklı bir halk olduğunu, vakti geldiğinde o iğrenç halkı cezalandırırken Sâlih bir Nebi olan Lût as’ı şefkatle himâyesine alarak kurtardığını beyân ediyor. Enbiyâ-74,75/327

LUT AS’A KAVMİ, LUT AS’IN RİCASI KARŞISINDA NELER SÖYLEDİLER?

Lût as’a kavmi, şöyle dediler: “Sen de pek iyi bilirsin ki, senin kızlarında (kavminin kadınlarında) hakkımız ve onlarla hiç bir alâkamız yoktur (kadınlara karşı bir meyil duymuyoruz). Ama sen, bizim ne istediğimizi pekâlâ biliyorsun!” (Yani biz erkeklerle yatıp kalkarız, biliyorsun; misâfirin yakışıklı erkeklerle beraber olmaya geldik!) Hûd-79/229

LUT AS’I ALAYLI BİR TARZDA ŞEHİRLERİNDEN KOVMAK İSTEYENLERE NE OLDU?

Allah-ü Teâlâ, Lût as’ın kavminin akıbetini hikâye ediyor: “Biz, Lût ve ehlini kurtardık, yalnız karısının (inkârı sebebiyle) geride kalanlarla beraber helâk olmasını takdir ettik.Üzerlerine taştan berbat bir yağmur yağdırdık, uyarıldıkları halde, aldırmayan o güruhun üzerine yağdırılan yağmur, ne fena bir yağmurdu!” Neml-57,58/381

LUT AS’I İNSAN SURETİNDEKİ MELEKLER, NE SÖYLEYEREK TESKİN ETTİLER?

İnsan sûretindeki azap etmeye gelen melekler, dediler ki: “Lût, biz Allah’ın elçileriyiz, seninleyiz. Hiç merak etme, onlar size hiçbir kötülük yapamayacaklardır. Haydi öyleyse, gecenin bir vaktinde ailenle yola çık, yürü! Beraberindekilerin hiçbiri geri dönüp bakmasın! Yalnız karın bunun dışındadır. Zira ötekilere ulaşan her türlü zillet, ona da gelecektir. Onların helâk olma zamanı, sabah vaktidir. Sahi! Sabah da pek yakın değil mi?” Hûd-81/229

LUT AS’IN KIZLARI KİMLER OLABİLİR?

Erkek delikanlılar sûretinde Lût as’a misâfir gelen meleklere tecâvüz etmek için Lût as’ın evine üşüşen ve O’nu tehdit eden güruha karşı Lût as: “Eğer (dediğinizi) yapacak kimseler iseniz, işte bunlar (kavmimin kadınları ki, benim de) kızlarım (sayılırlar, onlarla evlenin)!” dedi. Evet peygamberin hanımları mü’minlerin anneleri olursa peygamberler de babaları makâmındadır. O sebepten Hz. Lût “kızlarım” tâbiri ile kavminin kadınlarını kasdetmiştir Allah’ü A’lem. Zira o kadar güruha tek hanımlı Hz. Lût’un çok kızlarının olduğunu kabul etmek karine-i mâniadır. Hicr-71/265

LUT DA ŞÜPHESİZ PEYGAMBERLERDENDİR

Allah-ü Teâlâ, Lût as’ın da gönderilmiş peygamberlerinden biri olduğunu; iğrenç, ahlâksız kavmini helâk ederken geride kalan bir kocakarısı hariç, O’nu ve bütün ailesini kurtardığını bu Ayet-i Kerimeleri’nde de bildirmektedir. Sâffât-133,136/450

LUT KAVMİ (SODOM GOMORE), TAŞTAN YAĞMUR YAĞDIRILARAK HELAK EDİLDİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ve Lût kavminin (Sodom Gomore) üzerlerine (taştan, kiremitten) bir yağmur yağdırdık. İşte bak, günâhkârların (eşcinsellerin) âkıbeti nasıl oldu!” A’râf-84/160

LUT KAVMİ DE PEYGAMBERLERİ YALANLADI

Allah-ü Teâlâ, bu ve müteakip âyetlerinde Lût as ile kavmi arasındaki muhâvereyi hikaye ediyor, şöyle ki: “Lût kavmi de peygamberleri yalanladı. Kardeşleri Lût, onlara şöyle nasihatlerde bulunmuştu: “Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz? Bilesiniz ki Ben Allah tarafından size gönderilmiş emin bir elçiyim. Artık Allah’dan sakının ve Bana itaat edin! Ben, bu tebliğ hizmetime karşılık sizden bir ücret de istemiyorum, Benim ücretim, ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da neden siz bütün insanlardan sadece erkeklere şehvetle varıyorsunuz? Siz hakikaten iyice azıtmış bir toplumsunuz!” Şuarâ-160,166/373

LUT KAVMİ ERKEK İNSAN GİBİ GÖRÜNEN MELEKLERDEN KAM ALMAK İSTEYİNCE OLAN OLDU

Lût as, kavmini azgınlıklarına karşı zamanında azapla korkutmuştu; fakat onlar şüpheye düşerek bu ikazı pek kaaleye almadılar. Lût as’a erkek insan suretinde misafir olarak gelen meleklerden kalkıp, kâm almak istediler. Bunun üzerine Allah-ü Teâlâ da onları silme kör etti ve: “Haydi tadın azabımı ve korkutmalarımı!” dedi. (Aynı gecenin) seher vaktinde ise üzerlerine taş yağan devamlı bir azap onları erkenden yakalayıverdi. İşte Allah’ın azabı ve tehdidini böylece taddılar. Kamer-36,39/529

LUT KAVMİ HARABELERİ, İBRET-İ ALEM İÇİN YOK EDİLMEDİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “And olsun ki Biz,aklını kullanıp düşünecek kimseler için o memlekette (Lût kavmi olan Sodom Gomore’de) ibret-i Alem olmak üzere harabe bırakmışızdır!” Ankebût-35/399

LUT KAVMİ TAŞ YAĞMURUNA TUTULDU, YERİN ÜSTÜ ALTINA GETİRİLDİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Nihâyet (Lût kavmine azap) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş ve Rabbinin nezdinde damgalanmış taşlar yağdırdık. Evet bu taşlar, zalimlerden uzak değildir.” (Not: İslâm hukukunda zina yapan evli kimseler recmedilir. Recm, taşlama sûretinde olur. Lût kavmi zinada, fuhuşta, daha ötesi lezbiyenlikte tavan yaptığı için taşlanarak helâk edilmişlerdir.) Hûd-82,83/230

LUT KAVMİ TAŞLANARAK HELAK EDİLDİ, KURTULANLAR KARISI HARİÇ LUT AS’IN AİLESİYDİ

Lût as’ın “bizi kurtar Ya Rabbi!” duâsından sonra Allah meleklerini gönderdi. Melekler, insan sûretinde gelip Lût as’ın inançsız olan koca karısı dışında ailesini alıp sabaha çıkmadan şehri terk etmelerini sağladılar. Sabah vakti gelince de kızgın taşlarla Sodom-Gomore’yi taş bombardımanına tuttular. Şehrin üstünü altına getirdiler. Bu helâk ediliş ve tarzında şüphesiz ibret alınacak dersler vardır. Fakat ders alan kim var ki? Onların çoğu iman etmeyen bir zındıka güruhuydu. Rabbül Alemin ise Azîz’dir, Rahîm’dir. Şuarâ-170,175/373

LUT KAVMİ, PEYGAMBERLERİ HZ. LUT’A NASIL BİR TEPKİ GÖSTERMİŞLERDİ?

Livata ehli olan bu Sodom-Gomore halkı, peygamberleri Lût as’ın yaptığı nasihatlere karşı: “Ey Lût! Eğer bu söylediklerine son vermezsen, bu nasihatlarına devam edersen mutlaka seni memleketimizden çıkarır, sürgün ederiz. Zira Senin bu konuşmaların keyfimizi bozuyor” dediler. Şuarâ-167/373

LUT KAVMİNDE İMAN EDİP KURTULUŞU HAK EDEN SADECE LUT AS’IN AİLESİYDİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Orada (Sodom Gomore’de) mü’minlerden kim varsa şehirden çıkardık. Zaten müslümanlardan bir ev halkı (Hz. Lût’un -karısı hâriç- ailesi) dışında kimse bulmadık!” Bu Beyan-ı İlâhî ile Hz.Lût’un ne kadar garip bir peygamber olduğunu anlıyoruz. Zâriyât-35,36/521

LUT KAVMİNE MELEKLER, ERKEK GÖRÜNÜMÜNDE GELDİLER VE BAKIN NELER OLDU?

Elçi melekler misâfir olarak Lût’un evine gelince Lût as onlara: “Doğrusu, siz buralarda tanınmayan, kendilerinden ürkülecek bir topluluksunuz” dedi. Melekler: “Yok, biz sana kavminin şüphe ettikleri şeyi (azâbı) getirdik. Emin ol! Biz doğru söylüyoruz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp arkasına bakmasın ve emrolunduğunuz yere (Şam’a) gidin!” dediler. Hicr-61,65/264

LUT KAVMİNİ HELAK EDECEK MELEKLER, YAKIŞIKLI ERKEKLER GÖRÜNÜMÜNDE LUT’A GELİNCE

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “O elçilerimiz olan melekler (yakışıklı erkekler suretinde), Lût’a misâfir olunca O (Lût), fenâ halde sıkıldı, onların yüzünden göğsü daraldı ve: “Gerçekten bu gün, pek çetin bir gün!” dedi. (Çünki kavminin erkeklere olan pis düşkünlüklerini bildiğinden, az sonra evine üşüşeceklerinde ‘hâlim ne olur?’ diyordu.) Hûd-77/229

LUT KAVMİNİ HELAK ETMEYE GELDİK

Melekler, İbrahim as’ın sorması karşısında şöyle dediler: “Haberin olsun! Biz Lût’un ailesi dışında günâhkâr bir topluluğu (Kavmi Sodom-Gomore’yi) cezalandırmak için gönderildik; O’nun karısı hâriç tüm ailesini kurtaracağız. O karının isyânkarlığı yüzünden geride kalmasını (Allah öyle buyurduğu için, suçlularla beraber kalmasını) gerekli gördük.” Hicr-58,60/264

LUT KAVMİNİ HELAK ETMEYE GELEN ELÇİ MELEKLERİMİZ İBRAHİM AS’A NE DEDİLER?

İbrahim as’ın Lût kavmi için ‘belki ıslah olur da imana gelir, yapmasanız olmaz mı?’ ricâsı ve ısrarı karşısında azap melekleri şöyle dediler: “İbrahim! Vazgeç Sen bu işten, işte Rabbinin helâk emri gelip çattı ve hiç şüphe yok ki onlara, geri çeviremeyecekleri bir azap geliyor!” Hûd-76/229

LUT KAVMİNİN (SODOM GOMORE) LUT AS’A VERDİKLERİ CEVAP

Lût as’ın nasihatlarına karşılık kavminin alaylı alaylı verdiği cevap şöyle oldu: “Çıkarın bu adamları memleketinizden! Çünki onlar, pek temizlenen insanlarmış!” A’râf-82/160

LUT KAVMİNİN (SODOM GOMORE’NİN) HELAK EDİLME KEYFİYETİ

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları! Böylece oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık. (Taşlar o kadar yağdı ki şehrin üstünde kalın bir tabaka meydana geldi ve azap öncesi yerin üstü olan şehir, sonra yerin altı oldu.) Elbette bunda ferâsetliler, işâretten anlayanlar için alınacak nice ibretler vardır. Hem o şehir harâbesi uğrak bir yol (Şam yolu) üzerindedir. Muhakkak ki bunda iman edecek kimseler için çok ibretler vardır. (Evet, bu şehrin harâbeleri, Hicaz’dan Suriye ve Mısır’a giden yol üzerindedir. Ayrıca Lût Gölü’nün deniz seviyesinden 500 m. Daha aşağıda olması da düşündürücüdür. Belki o şehrin üzerine yağdırılan kızgın taşlar buradan alınıp yağdırıldığı  için  o  göl  öyle  çukur  kalmış  olabilir,  Allah-ü  A’lem.) Hicr-73,77/265

LUT KAVMİNİN AHLAKSIZLIĞI AFFEDİLECEK CİNSTEN DEĞİLDİ

Melekler, Lût’un evine erkek sûretinde misâfir olarak gelince Lût kavminin sapıkları -ki sapık olmayan yoktu- gelen misâfirleri ta’ciz etmek üzere Lût’un evine üşüştüler. Lût: “Bunlar benim misâfirlerim, ne olur beni mahçup etmeyin, Allah’dan korkun ve beni rüsvây etmeyin!” dedi. O sapık herifler: “Biz, seni elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik? Şunu bunu korumak sana mı kalmış!” dediler. Hicr-67,70/264

LUT KAVMİNİN HELAK OLMUŞ BELDELERİNDEN GEÇERKEN EY MEKKELİLER İBRET  ALINIZ!

Ey Mekkeliler! Siz de sabaha ulaşan kimseler iken, sabaha karşı üzerlerine taş yağdırılarak helâk edilen Lût kavminin harâb olmuş diyarına uğruyorsunuz. (Onlar gibi sizin de helâk edilmenizin an meselesi olduğuna) hiç akıl erdirmeyecek misiniz? Sâffât-137,138/450

LUT KAVMİNİN HELAKININ ARDINDAN İBRET ALINACAK ALAMET BIRAKILDI

Allah-ü Teâla, “orada (helâk olan Lût kavminin yaşadığı yerde) azaptan korkanlar için (ibret alsınlar diye) bir alâmet bıraktık!” buyurmaktadır. (Bu alâmetin, denizden 500 m. çukurda ve hiçbir canlının yaşamadığı Lût Gölü olduğu tahmin edilmektedir. Araştırılmaya açık bir konu!) Zâriyât-37/521

LUT’A VAHYETTİK, SABAHA ÇIKARLARKEN ONLARIN  KÖKLERİ KAZINACAKTIR!

Allah cc buyuruyor: “O’na (Lût’a) şu kesin emri vahyettik: Sabaha çıkarken onların kökü kesilmiş olacaktır.” Hicr-66/264

LUT’U DA HALKINA (SODOM GOMORE) PEYGAMBER OLARAK GÖNDERDİK

Lût’u da peygamber olarak gönderdik. Halkına dedi ki: “Daha önce hiç kimsenin yapmadığı pek çirkin bir işi, siz mi yapıyorsunuz? (Sodom Gomore’nin yaptığı çirkin iş, livata dediğimiz eşcinsellik idi.) A’râf-159/80

LUT’U VE EHLİNİ ŞEHRİNİZDEN KOVUN!

Lût as’ın kavmine olan nasihatı, o sapıkları kızdırdı. Alaylı bir tarzda şöyle cevap verdiler: “Lût’u ve etrafındaki ehlini şehrinizden kovun! Çünki onlar, (bizi beğenmeyen) çok temiz insanlardır, yanımızda kirlenmesinler(!)” Neml-56/381

LUT’U VE KARISI HARİÇ EHLİNİ KURTARDIK

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Lût’u ve ehlini kurtardık, ancak karısı, geride kalıp helâk olanlardan oldu.” A’râf-83/160

LÜTFU İLAHİ UCUZ DEĞİL, KİBİRİ SIFIRLAMADAN GELMİYOR

Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Böylece onların bazılarını (Mekke müşriklerinin ileri gelenlerini), (bazıları ile) zayıflarıyla (köle ve fakirleri ile) imtihan ettik ki, o müşrikler, iman eden zayıflar hakkında: ‘Allah, aramızdan kendilerine lütufda bulunduğu (iman nasib ettiği) kimseler olarak bula bula bunları mı buldu?’desinler! Allah, şükredenleri en iyi bilen değil midir?” (Kendini üstün görene kibrini sıfırlamadan hidâyet gelmez o kadar!) En’âm-53/133

LÜTUF ALLAH’IN ELİNDEDİR

Lütuf (Peygamberlik, Hidayet, Rahmet ihsanı), Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Âl-i İmrân-73/58

LÜTUFKARDIR ALLAH KULLARINA, HEM DE PEK ÇOK!

Allah, kullarına pek çok lütufkârdır. Dilediği kulunu dilediği şekilde rızıklandırır. Çünki O, Kavî’dir, Azîz’dir. Şûrâ-19/484

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADIN DÖVMEK VAR MIDIR İSLAM DİNİNDE?

                                                 KADIN DÖVMEK VAR MIDIR İSLAM DİNİNDE?                 İslam düşmanları güzel dinimize çamur atmak için bazı ayetleri dillerine dolayarak guya İslamiyetin kaba ve acımasız ve erkekleri kayırıcı bir din olduğundan bahsederler. Bu ayetlerin sayısı, iki elin parmağını geçmez. Aslında ayetler tabi ki yerli yerinde en doğru ve en isabetli olandır. Fakat kıt akıllarıyla anlayamıyorlar veya anladıkları halde şeytanlıklarından bile bile eleştiriyorlar. Kadınların zaaf damarlarından istifade ile onları kışkırtıyorlar. Bu çamur atma işinde serrişte ettikleri ayetlerden birisi de Nisa Suresi’nin 34. ayetidir. Haksız olduklarını Allah’ın izni ile gay...

PARMAK İZLERİNİN HATIRLATTIKLARI

                                                 PARMAK İZLERİNİN HATIRLATTIKLARI                 Kıyame Sûresi 3. ve 4. Âyetlerinin meallerini okuyalım! Bu âyetlerde Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “İnsan kendisinin kemiklerini aslâ bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet! (Bir araya getiririz!) (Biz) onun parmak uçlarını (parmak izlerine varıncaya kadar) düzenlemeye (dünyadaki eski haline getirmeye) gücü yeteniz.”                 Parmak uçları denmesi, câlib-i dikkattir. Niçin? Parmak uçlarında ne var ki? Evet! Parmak uçlarında parmak izleri var! Bu âyetin nazil olduğu dönemde de parmak izlerinin va...

NUH TUFANI TÜM DÜNYAYI KAPSADI MI?

              Hûd Sûresi’nin 25. Ayetinden 48. Ayetine kadar Hz. Nûh’dan, gemisinden ve tufandan bahsedilir. Başka sûrelerdeki ayetlerle beraber bu sûredeki ayetlere toplu bakınca Nûh Tufanı’nın tüm dünyada olduğunu anlarız. Şöyle ki:             -Nûh as kavmi içinde 950 sene kalıyor. Hûd-40. Ayette belirtildiği üzerine Hz. Nûh’a pek az kişi iman etmişti. Bir oğlu ile diğer zevcesi bile iman etmemişti. Kavminin arasında bu kadar uzun yıllar kalmasına rağmen Hz. Nûh’a Hz. İbrahim ve Hz. Lût gibi başka insanların bulunduğu beldelere hicret etmesi emredilmemişti. Buradan anlaşılıyor ki insanlık henüz çoğalıp yayılmamıştı. Binaenaleyh Nûh Tufanı’nın başka masum insanların korunması amacıyla yerel olmasını mucip bir sebep gözükmüyor.             -İsrâ Sûresi’nin 3. Ayet meali: “(Ey) Nûh ile beraber (gemide) taşıdığımız k...