KUR’AN-I KERİM KONULARI: (Ü) İLE
BAŞLAYANLAR
ÜCRET AHİRETTE TAM OLARAK
VERİLECEKTİR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey
insanlar, amellerinizin karşılığı, kıyamet günü size tam olarak verilecektir.” Âl-i
İmrân-185/73
ÜCRET İSTEMİYORUM SİZDEN
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Sen de, Allah’ın Kendilerini hidâyete erdirdiği Kimselerin
(önceki Peygamberlerin) yolundan yürü ve de ki: Ben risâleti tebliğden dolayı
sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), Âlemler (ve bütün asırlardaki
insanlar) için bir nasihat ve bir irşâddan ibarettir!” En’âm-90/137
ÜÇ GÜNLÜK DÜNYADA BÖBÜRLENMEK, (VAY
BE!)’YE TAV OLMAK ADINA HEDER EDİLEN AHİRET
Müşrikler, “hele bize bir peygamber
gönderilsin bak, ümmetler arasında birinciliği kimseye kaptırmayacağız!” diye
var güçleriyle yemin etmelerine rağmen, peygamber gelince eski hayatlarındaki
böbürlenme, çalım satma, büyüklük taslama, “vay be!”ye tav olma gibi zaaflarını
aşamadılar da inkâr ettiler. Böylece fâni üç günlük dünyalarına bedel koskoca
Ahiretlerini heder ettiler. Çok yazık tabi! Fâtır-43/438
ÜÇTÜR ALLAH DEMEYİN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey Ehl-i
Kitap! Gelin Allah’a ve elçilerine iman getirin! ‘Allah üçtür!’ demeyin! Kendi
iyiliğiniz için bundan vazgeçin! Allah, ancak tek bir ilâhdır, O, çocuğu
olmaktan münezzehdir. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur.” Nisâ-171/104
ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR ALLAH DİYENLER
KAFİR OLMUŞLARDIR
“Allah, üç ilahın üçüncüsüdür!”
diyenler, kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek ilâhdan (Allah’dan) başka ilâh
yoktur. Mâide-73/119
ÜÇYÜZ DOKUZ YIL UYUDUKTAN SONRA
UYANDIRILAN GENÇLER KONUŞMAYA BAŞLADILAR
309 yıl uyuduktan sonra uyandırılan
gençler, kendi aralarında konuşmaya başladılar: Birisi “ne kadar uykuda
kaldınız?”diye sordu. Bazıları “bir gün veya daha az!” diye cevap verdiler.
Diğerleri “uykuda ne kadar kaldığınızı tam tamına ancak Allah bilir!”dediler. Bazıları
“siz uyku işini bırakın da açlığımızı nasıl gidereceğiz, onun çâresine
bakalım!” dediler. Nihâyet birini yiyecek tedârik etmek için şehre göndermeye
karar verdiler, eline de akçeyi vererek dediler ki: “Gayet nâzik ve tedbirli
davran, varlığımızı ve bulunduğumuz yeri sakın hiç kimseye hissettirmeyesin!
Çünki onlar, bizi bir ele geçirirlerse ya taşa tutar, ya da kendi dinlerine
döndürürler, bu takdirde ebediyyen kurtuluşa ermezsiniz!” Kehf-19,20/294
ÜÇYÜZ DOKUZ YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDIRILMALARINDAKİ
HİKMET NEYDİ?
Ashâb-ı Kehf, 309 yıl süren
uykularından uyandırıldı. Bununla kendi aralarındaki iki gruptan hangisinin
(uyuma müddetlerini) daha iyi hesap edeceğinin ortaya çıkarılması istenmiştir. (Başka
bir görüşe göre iki gruptan maksat Ashâb-ı Kehf ile hasımlarıdır, denmiştir.) Kehf-12/293
ÜLİ-L EMRE İTAAT
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ey iman
edenler! Allah’a itaat edin! Resûlüne de itaat edin! Ve (bir de) sizden olan
Üli-l Emr’e (emir verme yetkisi olana itaat) edin!” Nisâ-59/86
ÜLKEDE HAKSIZ YERE BAŞKALARININ
HUKUKUNA SALDIRAN ZALİMLERE ACI BİR AZAP VARDIR
Kim ki, haksız yere başkalarının
hukukuna saldırdı, işte ona Ahirette gayet acı bir azap vardır. Şûrâ-42/486
ÜLTİMATOM, SON İHTAR!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Bu),
Allah ve Resûlü’nden, kendileriyle andlaşma yaptığınız müşriklere (ahitlerini
bozduklarından dolayı) son ihtardır!” Tövbe-1/186
ÜLÜ’L-AZM, ÜSTÜN AZİM SAHİBİ
PEYGAMBERLERİN SABRETTİĞİ GİBİ HABİBİM SEN DE SABRET!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) O halde Ülü’l Azm peygamberler, nasıl sabrettilerse Sen de öyle
sabret! Ve o inkâr edenler hakkında azâbın gelmesi için acele etme! Onlar
dünyada tehdit edildikleri azâbı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir
saatı kadar kalmış gibidirler. Bu, bir duyurudur! Hiç fâsıklar topluluğundan
başkası helâk edilir mi?” (Ülü’l Azm peygamberler: 1-Hz. Nûh as, 2-Hz. İbrahim
as, 3-Hz. Musa as, 4-Hz. İsa as ve 5-Hz. Muhammed sav’dirler. Ayrıca Hz. İsmail,
Hz. Yakup, Hz. Yusuf ve Hz. Eyyûb as’lar da Ülü’l Azm peygamberler arasında
sayılmaktadırlar.) Ahkâf-35/505
ÜMİDİ, DALALETE DÜŞENLER KESER!
İbrahim as meleklere karşı: “Zaten
dalâlete düşenlerden başka Rabbinin rahmetinden kim ümit keser?” dedi. Hicr-56/264
ÜMİDİNİZİ KESMEYİN ALLAH’IN
RAHMETİNDEN EY BENİM GÜNAHKAR KULLARIM!
Bu Âyet-i Kerime’de Merhameti sonsuz
Rabbimiz buyuruyor: “(Habibim Ya Muhammed! Benden onlara) De ki: Ey nefisleri
aleyhine çok günâhlar işleyerek ömürlerini israf eden kullarım! Allah’ın
Rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz! Şurası muhakkak ki Allah bütün günâhları
affeder! (Yeter ki, tövbe ile iltica ediniz!) Doğrusu O, kullarını çok
affedendir; kullarına çok merhamet eden de ancak O’dur.” Zümer-53/463
ÜMMET İDİ ONLAR, GELDİ GEÇTİ!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İşte
onlar, bir ümmet idi, geldi geçti! Onların kazandıkları, kendilerine, sizin
kazandıklarınız da kendinizedir. Siz onların yaptıklarından sorguya
çekilmeyeceksiniz!” Bakara-134/19
ÜMMET-İ İSLAMİYYE TEK BİR ÜMMETTİR, BEN
DE SİZİN RABBİNİZİM, BENDEN KORKUN!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “İşte bu
ümmet (ümmet-i İslâmiyye), sizin için uygun olan tek bir ümmettir
(topluluktur), Ben de sizin Rabbinizim! Öyle ise Ben’den korkun, Ben’den
sakının!” (Burada verilen mesaj gayet açıktır: Ey müslümanlar! Siz tek bir
Dinin, İslâm’ın müntesiplerisiniz. O sebeple etnik yapısı ve rengi ne olursa
olsun tek kardeş bir topluluksunuz. Birarada dayanışma içerisinde
yaşayacaksınız. Sizden herhangi birinize yapılan düşmanlık, hepinize yapılmış
sayılır. Binâenaleyh, beraberce savunup beraberce def edeceksiniz! Bu hususta,
falanlardan filanlardan değil, sadece ve sadece Ben’den korkup sakınacaksınız, deniyor.
Şimdi “ben müslümanım!”diyen her bir ferd, bu Âyet-i Kerime’yi ezberleyinceye
kadar okusun, sonra düşünsün; acaba birlik ve beraberlik referansı, Kur’an
mıdır, yoksa etnik kimliği midir, yoksa mezhebi ve meşrebi midir, yoksa siyasi
fırkalar mıdır? Fırka-ı Naciyenin hangisi olduğuna kendisi karar versin, karar
veremiyorsa ecrini sadece Allah’dan alan Alimlere sorsun! Mü’minûn-52/344
ÜMMET-İ MUHAMMED GİBİ OLSALARDI
KEŞKE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Ehl-i
Kitab da keşke, imana gelseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. Gerçi
içlerinden iman edenler vardır, ama onların çoğu, dinden çıkmış fâsıklardır. Halbuki
Ümmet-i Muhammed gibi iman etmiş kullar olarak, iyiliği yayıp, kötülüğü
önleselerdi dünya ve Ahiret mutluluğuna ermiş olurlardı.” Âl-i İmrân-110/63
ÜMMET-İ MUHAMMED ÜÇ KATEGORİDE
ZİKREDİLMİŞTİR BU AYETTE
Kur’an-ı Kerim’in kendilerine
Peygamberinden miras kalan ümmet-i Muhammed üç kısma ayrılır: 1-Kendi
nefislerine zulmedenler: Bunlar zalimler olup, büyük günâh sahipleri olan ve
amel defterleri solundan verilecek ashab-ı meş’eme’dir. 2-Muktesit olanlar
(orta yolu tutanlar): Bunlar, günâhları ve sevapları denk olan, küçük günah
sahipleri olup (Allah-ü Teâlâ’nın affına mazhar olduklarından) amel defterleri
sağından verilen ashâb-ı meymene’dir. 3-Sabikûn denilen hayırda öne geçenler:
Bunlar, Allah’ın dinine sahip çıkan, dini neşretmeyi hayatının gayesi bilmiş
adanmış rûh sahibi Mukarreb kullardır, büyük lütuf da bunlaradır. Fâtır-32/437
ÜMMET-İ MUHAMMED, İNSANLAR İÇİNDEN ÇIKARILAN
EN HAYIRLI ÜMMETTİR!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Siz
(Ümmet-i Muhammed olarak), insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı
bir ümmetsiniz! Çünki siz, Allah’a inanan kullar olarak iyilikleri yayar, kötülükleri
önlersiniz!” Âl-i İmrân-110/63
ÜMMET-İ MUHAMMED’E DAHA ÖNCEKİ
ÜMMETLERE YÜKLENENDEN FAZLASI YÜKLENMEDİ
Bu Ayet-i Kerime’de Yüce Allah, Ümmet-i
Muhammed’e daha önceki ümmetlere yüklediğinden daha fazla bir şey yüklemediğini
beyan ediyor. Fussılet-43/480
ÜMMET-İ VAHİD, TEK ÜMMET İDİ
İNSANLAR ASLINDA, SONRA ARALARINDA İHTİLAF ÇIKTI
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İnsanlar, başlangıçta
tevhid inancına sâhip tek bir ümmet iken sonradan aralarında ihtilaf çıktı. Eğer
Rabbin tarafından (hak ettikleri azâbın ertelenmesine dair) önceden söylenmiş
bir söz olmasaydı, ihtilâf ettikleri konudaki hüküm, çoktan verilmiş, azâp
tepelerine inmiş olurdu.” Yûnus-19/209
ÜMMETİN ÜZERİNE SENİ DE BİR ŞAHİT
OLARAK GETİRİP DİNLEYECEĞİZ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Gün
gelecek her ümmet içinde, üzerlerine kendilerinden (kendi peygamberleri olan)
bir şâhit çıkaracağız. (Ey Resûlüm!) Seni de ümmetin üzerine bir şâhit olarak
getirip dinleyeceğiz.” Nahl-89/276
ÜMMETLER YARGILANIRKEN PEYGAMBERLERİ
BAŞLARINDA OLACAKTIR!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Her ümmetin
bir peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, aralarında adâletle
hükmedilir, hiçbirine zulmedilmez!” Yûnus-47/213
ÜMMETLERE KIYAMET GÜNÜ PEYGAMBERLERİ
ŞAHİTLİK EDECEK
Allah-ü Teâlâ Peygamberimize: “Her
ümmetten haklarında şâhitlik edecek bir şâhit (peygamber) celbettiğimizde; Seni
de onların (ümmetinin) üzerine şâhit tuttuğumuz zaman, bakalım (o kâfirlerin)
halleri nice olacak?” buyuruyor. Nisâ-41/84
ÜMMETLERİN DE BİR İNSAN GİBİ
BELİRLENMİŞ BİR ECELİ VARDIR
Ümmetlerin, toplulukların da tıpkı
fertler gibi belirlenmiş bir ecelleri vardır. Hiçbir topluluk kendi güçleriyle
bu ecellerini, ne öne çekebilirler, ne de erteleyebilirler. (Tabi Allah, o
ümmetlerin ecellerini takdir ederken, onların tedbirlerini hesaba katarak
takdir etmiştir, o ayrı! Ama yazılan nihâî kader değişmez!) Mü’minûn-43/344
ÜMMETLERİN HANGİSİNE PEYGAMBER
GELDİYSE YALANLADILAR ALLAH DA İMHA ETTİ
Allah her ümmete ard arda
peygamberler göndermiş, fakat onlar bu Resûlleri yalanlamışlardır. Allah da
onları birbiri ardınca imha etmiştir. Onlardan geriye sadece ibretlik
hikâyeleri kalmıştır. Kendileri etmişler kendileri bulmuşlardır. İmansız
keferelerin canı cehenneme! Zarara razı olanlara acınmaz! Mü’minûn-44/344
ÜMMETLERİN ÖMRÜ DAHİ SABİTTİR, NE
İLERİ GİDEBİLİR, NE DE GERİ KALABİLİR!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Her
ümmetin belirlenmiş bir ömür süresi vardır! Artık eceli gelince, (kişilerde
olduğu gibi) onu ne bir saat ileri, ne de bir saat geri alamazlar!” Yûnus-49/213
ÜMMETTİR YERYÜZÜNDE DEBELENEN HERBİR
CANLI TÜRÜ!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Hem yerde
hareket eden hiçbir canlı, kanatlarıyla uçan hiçbir kuş (türü) yoktur ki, sizin
gibi birer ümmet teşkil etmesin!” Evet, herbir canlı türü, ekolojik dengenin
gereği olarak olmazsa olmaz varlıklardır. En’âm-38/131
ÜMMİ OLDUĞU PEYGAMBERİMİZİN BU
AYETTE AÇIKÇA BİLDİRİLİYOR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Sen, vahyimiz Sana gelmeden önce kitap okuyan, yazı yazan bir
insan değildin (Ümmî idin). Eğer okur yazarlığın olsaydı, elbette bâtıla
dalanlar şüpheye düşerlerdi.” Ankebût-48/401
ÜMMİ PEYGAMBERE TABİ OLURLAR
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Onlar ki
yanlarındaki Tevrat ve İncil’de (ismi ve vasıfları yazılı o) ümmi Peygambere
(Hz. Muhammed’e) tabi olurlar.” A’râf-167/169
ÜMMİLER HAKKINDA NE YAPSAK MÜBAHTIR!
ÇARPIK ZİHNİYETİ
Ehl-i Kitap’tan öyleleri var ki,
“ümmilere ne yapsak mübahdır, ondan dolayı sorumlu olmayız!”derler. Yani müşrik
Arapları veya kutsal kitapları olmayanları, bâhusus okuma yazma bilmeyenleri
adam yerine koymayan, onlara köle nazariyle bakan, adâleti ayaklar altına alan
çarpık bir zihniyet, o zamanda da vardı. Âl-i İmrân-75/58
ÜMMİLERDEN İNSANLIĞIN MUALLİMİ
PEYGAMBER GÖNDERDİ ALLAH
Allah-ü Teâlâ, Yahudilerin Ümmî
(anasından nasıl doğdu ise öylece kalan, yani okuması yazması olmayan) diye aşağıladıkları
Araplardan beklenen (özellikle Yahudilerin kendi ırklarından beklediği) bir
peygamber gönderdi. Halbuki ümmîler, daha önce gerçekten apaçık bir sapıklık
içerisinde idiler. (Allah-ü Teâlâ’nın bilginler topluluğu olan Yahudilerden
değil de ümmî olan avâm Araplardan peygamber göndermesi, câlib-i dikkattir. Şahsen
buradan çıkarttığım ders, şudur: Allah, kendini beğenmişleri sevmez! Yahudiler,
o çağdaki ilim erbabını kendi kavimlerinde toplayan bir topluluk idi. “Beklenen
peygamber, câhillerden gelecek değil ya, gelse gelse bizden gelir! Hem biz
İbrahim as soyundan gelerek bir rüçhâniyet sahibiyiz...”gibi mülâhazalar içinde
bir meyl-üt tefevvük içinde böbürleniyorlardı. Allah-ü Teâlâ da bu kibir ve
gururun burnunu sürttü ve ümmîlerden, hem de İbrahim as’ın soyundan Efendimiz
sav’i peygamberlikle şereflendirdi.) Cuma-2/552
ÜRPERİR DERİLERİ ONLARIN, KUR’AN
AYETLERİ KARŞISINDA
Kur’an’ı okuyup dinlerken
Rablerinden korkanların derileri, tüyleri ürperir! Sonra derileri de kalbleri
de Allah’ı zikretmekle sükûnet bulur. İşte bu, Allah’ın hidâyetidir ki, onunla
dilediğine doğru yolu gösterir. Zümer-23/460
ÜSTÜN GELEMEZ HİÇ KİMSE SİZE, MEĞER
ALLAH YARDIM EDE SİZE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Eğer
Allah, size yardım ederse, size üstün gelecek kimse olamaz! Şayet O, sizi
yardımsız bırakırsa artık size kim yardım edebilir ki? Mü’minler Allah’a
tevekkül etsinler!” Âl-i İmrân-160/70
ÜSTÜN İNSANLARA ÖRNEK
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “İsmail’e, Elyesa’a,
Yunus’a, Lut’a da doğru yolu gösterdik; her birini de yaşadıkları devirlerin
insanlarından üstün kıldık. Onların babalarından, zürriyyetlerinden, kardeşlerinden
kimini de etraflarındaki insanlardan üstün kıldık, onları seçtik, onlara doğru
yolu gösterdik.” En’âm-86,87/137
ÜSTÜN KILINMA VAR MIDIR?
“Allah, verdiği nimetlerle sizi
denemek için kiminizi kiminize üstün kılmıştır!” (Kimini zengin, kimini fakir, kimini
zeki, kimini bön, kimini âlimin çocuğu, kimini zâlimin çocuğu kılmıştır ki, herkes
kendisine verilen donanımla şükretsin, ya da sabretsin. Mal mülk O’nun,
tasarruf da O’na aittir. İstediğini insan, istediğini hayvan yaptığı gibi. Şu
kesindir ki O, asla zulmetmez! Allah tüm zamanlara aynı anda baktığı için
insanlardan verdiği donanımları en iyi değerlendirmelerine de bakar. Üstünlüğü
ona göre tayin eder. Bu bakımdan kader noktasında da bir haksızlık söz konusu
değildir.) En’âm-165/149
ÜSTÜNLÜK DE BİR İMTİHANDIR, FARKINDA
OLURSAN KAZANIRSIN
“Allah, insanları servet, sağlık,
bilgi ve başka cihetlerle farklı yaratarak imtihana tabi tutar, kimini kimine
üstün kılar. Bu sebepten buradan insanlar Ahirete farklı faziletlerle giderler.
Fazilet mertebesine göre de Ahirette farklı olurlar. Meselâ cennette en tepede
Hz. Muhammed sav olduğu gibi, cehennemde en dipte İbn-i Selûl olur. Diyebiliriz
ki ne kadar insan varsa Ahirette de o kadar mertebe vardır.” İsrâ-21/283
ÜŞÜŞTÜLER, PEYGAMBERİMİZİN ETRAFINDA
NEREDE İSE KEÇE GİBİ BİRBİRİNE GEÇERCESİNE!
Şu da kesindir ki, Abdullah
(Allah’ın kulu, Peygamber), O’na (Allah’a) ibâdet etmek üzere namaza kalkınca,
okumakta olduğu Kur’an’ı dinleyen cinler, nerede ise O’nun etrafında keçe gibi
birbirlerine geçeceklerdi. (Yani o şekilde üşüştüler.) Cin-19/572
ÜZEYİR ALLAH’IN OĞLUDUR DEDİLER
YAHUDİLER
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Yahudiler:
‘Üzeyir Allah’ın oğludur’ dediler. Bu, onların ağızlarında geveledikleri
sözlerden ibârettir. Onlar, sözlerini daha önce geçmiş kâfirlerin sözlerine
benzetiyorlar. Hay Allah kahredesiler! Nasıl da Hakdan batıla döndürülüyorlar?”
Tövbe-30/190
ÜZMESİN SENİ İNKARCILARIN İNKARI,
HABİBİM YA MUHAMMED! ONLARI BANA BIRAK!
Allah-ü Teaâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Her kim ki, dini inkâr ederse, artık onun inkârı seni üzmesin!
Sonunda onlar, huzuruma dönecekler. O zaman Biz de, onlara yaptıklarını bir bir
bildirip, neye müstehak oldularsa onu, yaptıklarına karşılık olarak vereceğiz!
Hem Allah, kalblerde geçen en ince ayrıntıları dahi bilir.” Lokman-23/412
ÜZÜLME İMAN ETMİYORLAR DİYE!
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Onların (kâfirlerin) iman etmemelerinden ötürü üzülme!” Hicr-88/265
ÜZÜLME SEN ONLARIN LAKIRDILARINA YA
MUHAMMED, BİZ ONLARIN NE YAPTIKLARINI BİLİRİZ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “(Habibim
Ya Muhammed!) Onların lâflarına, lâkırdılarına üzülme Sen! Onların
gizlediklerini de açıkladıklarını da Biz, gayet iyi biliriz, Sen hiç
tasalanma!” Yâ Sîn-76/444
ÜZÜM BAHÇELERİ
Allah-ü Teâlâ buyuruyor: “Biz,
gökten indirdiğimiz su ile, üzüm bahçeleri yetiştiririz!” En’âm-99/139
Yorumlar
Yorum Gönder